Her şey, Hülya Avşar'ın
romantik bir cevap bekleyerek, Tayyip Erdoğan'a güneşin doğuşunu sormasıyla başladı. Erdoğan, Avşar kızına, şöyle anlamlı bir bakış fırlattıktan sonra
"Bizim için, güneşin doğuşunun çok büyük bir manâsı vardır" deyiverdi. Sonra baktık güneşin doğuşu afiş olmuş:
"Gölgelerin, üstümüze geldiği en zor zamanlarda güneşin doğuşuna binlerce kez şahit olduk." Erdoğan'ın bu cümlesi, 12 Eylül sürecinde Demirel'in Zincirbozan'dan bana yazdığı bir mektubu hatırlamama vesile oldu. Demirel o mektupta
"Her gece iki gündüz arasındadır" diyor ve devam ediyordu:
'Her zorluğu bir kolaylık takip eder. Bir zorluktan sonra bir kolaylık vardır. (İnne mea'l usri yusran, inne mea'l usri yusra. İnşirah Suresi)" Demirel'in görüşlerini aktardığım makalemde, başlık olarak
"Her gece iki gündüz arasında" cümlesini kullanmıştım. Aynı yazıda, dünyada, diktatörlükle yönetilen ülkelerden de söz ediyordum. Tercüman 3 hafta kapatıldı. Demirel, bir sonraki mektubunda,
"Bu sözü beğenmedilerse, her gündüz iki gece arasında yazalım" diye Evren ve arkadaşlarını müstehzi bir edayla kınıyordu.
Zincirbozan mektuplarından bazı bölümleri okurlarımla paylaşmak isterim. Çünkü 12 Eylül sürecinde, Demirel, askeri dayatmaya karşı çetin bir mücadele veriyordu. Sonraki tutum ve davranışı olmasa bile, o günlerdeki üslûbu Tayyip Erdoğan'a yol gösterebilir.
Yayın tarihi: 19 Haziran 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/19//haber,C2F1F18AD27444D1A3B09B235E24D956.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.