Türkiye Kyoto protokolüne katılıyor
Hükümet tarafından hazırlanan, Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin Kyoto Protokolü'ne katılımının uygun bulunması hakkındaki kanun tasarısı Meclis Başkanlığı'na sunuldu.
Meclis Başkanlığı'nan sunulan tasarıyla, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda 2012 sonrasını şekillendirecek yeni anlaşma müzakerelerinin başladığı ve sürecin çok hızlı ilerlediği dikkate alınarak, gelişmelerin dışında kalmamak ve süreci kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirebilmek için Türkiye'nin, "Kyoto Protokolü" ne en kısa sürede taraf olması amaçlanıyor.
Tasarıyla, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olması halinde, AB ile iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konularında ve AB müktesebatına uyum bağlamında işbirliği olanaklarını geliştirmesi mümkün olabilecek.
Yapılacak protokolle, Kyoto Protokolü'ne taraf olmuş Türkiye'nin, kısa vadede en önemli dış politika hedefi olan BM Güvenlik Konseyi 2009-2010 dönemi Geçici Üyeliği için Ekim 2008'de BM 63. Genel Kurulu'nda yapılacak seçimler öncesinde çok önemli bir avantajın elde ediliceğine de dikkat çekildi.
Tasarının gerekçesinde, Türkiye'nin uluslararası toplumun en önemli gündem maddelerinden olan çevre konularına büyük önem verildiği kaydedilerek şöyle denildi:
"Özellikle son yıllarda önemi artan iklim değişikliği konusu da çevre alanındaki öncelikli konular arasında yer almaktadır. Ülkemiz, iklim değişikliği ile mücadele konusunda uluslararası toplumla birlikte hareket ederek, 1992 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS), 2001 yılında Marakeş'te yapılan BMİDÇS'nin 7. Taraflar Konferansı'nda özgün şartlarının tanınmasını müteakip, 2004 yılında taraf olmuştur."
KYOTO NEDİR?
İsmini Japonya'nın Kyoto kentinden alan Kyoto Protokolü, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalandı. Protokolü imzalayan ülkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer 5 gazın salınımını azaltmaya veya bunu yapamıyorlarsa salınım ticareti yoluyla haklarını artırmaya taraf oldular. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990'daki düzeylere düşürmelerini gerekli kılıyor. 1997'de imzalanan protokol, 2005'te yürürlüğe girdi. En fazla sera gazı üreten ülke olan ABD, Protokülü imzalamaktan kaçıyor. Türkiye endüstrileşmiş ABD ve Batı Avrupa ülkeleri kadar sera gazı üretmiyor. Ancak petrol, kömür ve doğalgaza bağımlılığını hızla artırmakta olan bir ülke olduğu için sera gazı salınımlarını hızla artırıyor.
KYOTO SONRASI NELER DEĞİŞECEK?
*Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5'e çekilecek,
*Endüstri, motorlu taşıtlar ve ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek,
*Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme sağlanacak,
*Güneş enerjisinin önü açılacak.
*Ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak,
*Alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek,
*Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek,
*Fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılacak,
*Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler devreye sokulacak,
Nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak,
*Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacaktır.
Yayın tarihi: 5 Haziran 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/05//haber,7FD3C4B43099471DBC260040767A6F4D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.