Dünyanın kalbi üç gün boyunca Moskova'da atacak. Bugün Rusya'yı ayağa kaldıran adam, Vladimir Putin başkanlık görevini bizzat belirlediği halefi Dimitri Medvedev'e devrediyor. Yarından sonra ise Kızıl Meydan'da Rus ordusunun müthiş gövde gösterisi olacak. Putin'in Rusya'yı 8 yılda nereden nereye getirdiğini görmek için Boris Yeltsin'in televizyon konuşmasıyla istifasını açıkladığı 31 Aralık 1999 gecesine dönmek gerekiyor. Dünyanın "Milenyum"u, yeni bin yıla girişi coşkuyla kutladığı o gece, Rus halkının yarıdan fazlası açtı.
Çünkü ülkenin tüm kaynaklarıyağmalanmış, kapanın elinde kalmıştı. En az 150 milyar dolar yurt dışına kaçırılmıştı.
Çünkü bu yağmanın ve boyutları tarif bile edilemeyecek yolsuzluğun tetiklediği 1998 ekonomik krizinde, Rusya'nın gayrisafi milli hasılası yüzde 75 düşmüştü.
Çünkü yüzde 90'larda dolaşan enflasyon (Bir ara yüzde 2500'lere kadar çıktı!) halkın tüm birikimini sıfırlamıştı.
Çünkü devlet çalışanlara da, emeklilere de maaş ödeyemiyordu. Aç askerler tarlalardan patates çalıyorlardı.
Kızıl Meydan ekmek parasına madalyasını, yani şeferini satan gaziler ve çocuğuna yiyecek alabilmek için bedenini yani onurunu satan kadınlarla doluydu. Çünkü çocukların yüzde 40'ı açlık sınırının altında yaşıyor, bir milyonu aşkın çocuk sokakta yatıp kalkıyordu.
Ve o tarihten sadece 10 yıl önce dünyanın iki büyük super gücünden biri olan Rusya'nın 179 milyar dolar borcuna karşılık kasasında sadece 8.5 milyar dolar vardı.
Ve alkolik Başkan Yeltsin gecegündüz körkütüktü. Ve Rusya "Avrupa'nın hasta adamı" diye tanımlanıyordu. Rusya nereden nereye geldi 8 yıl sonra bugün ise tablo şöyle:
Yeltsin döneminde yağmalanan kaynaklar ve tesisler devlete geri döndü.
Rusya 8 yılın 8'inde de büyüdü. Ortalama yüzde 6. Enflasyon yüzde 10'a çekildi.
Gayri safi milli hasıla 1.1 trilyon doları, döviz rezervleri 550 milyar doları aştı.
Maaşlar düzenli olarak ödeniyor. Ödenmekle kalmıyor, her yıl enflasyonun üstünde zam yapılıyor. Böylece halkın satın alma gücü Putin döneminde 3 kat arttı.
Yalnızca Yeltsin'in değil, Sovyetler Birliği'nin borcunun da büyük bölümü ödendi.
8 yıl önce Kızıl Meydan'da madalyalarını ve bedenlerini satanlar bugün Türkiye'de, Fransa'da tatil yapıyor. Askerlerinin "Milenyum" gecesi tarlalardan topladıkları patatesleri haşlayarak karınlarını doyuran Rus ordusunun nereye geldiğini merak edenler ise 9 Mayıs'ta Kızıl Meydan'da yapılacak büyük şovu iyi izlesinler: "Zafer Günü", yani Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyası'na karşı kazandığı zaferin 63'üncü yıldönümü kutlamaları çerçevesinde düzenlenecek törende yeni nükleer füzeler, tanklar, zırhlı araçlar, Mig-29'lar ve de pırıl pırıl üniformalarıyla binlerce asker geçecek. 18 yıl aradan sonra.
Özetle
Türkiye'de de geniş kitlenin hayranlığını kazanan Putin çok az lidere nasip olacak bilançoyla Kremlin dönemini şimdiliknoktalıyor. Tamam; bugünkü devir-teslim kimilerine göre "Kandırmaca". Başkanlık koltuğunda Medvedev oturacak ama iktidarın ipleri yine başbakanlık görevini üstlenen Putin'de olacak. Zaten Medvedev daha görevine başlamadan yetkileri kuşa çevrildi bile
Yani? Demokratik görünüm ardında otoriter Putin yönetimi devam edecek. Yani? Buna demokrasi denemez.
Hepsi doğru. Peki ama Putin 10 Şubat 2007'de Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı o ünlü konuşmasında ne demişti:
"Rusya olarak bize birileri hep demokrasiyi öğretiyor. Fakat her nedense, bize demokrasiyi öğretenler, kendileri öğrenmek istemiyorlar." Hem sonra Rusya'da Putin'in gitmesini isteyen mi var? Bir ABD Başkanı George Bush'a halk desteğine bakın (Yüzde 30'un altında), bir Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye (Yüzde 30), bir İngiltere Başbakanı Gordon Brown'a (Yüzde 25), bir de Putin'e. Onunki kaç mı? Yüzde 80!
Batı'da her 4 seçmenden 3'ünün desteğini yitiren liderlerin işbaşında kalmaları "Demokratik", Rusya'da her 4 seçmenden 3'ünün desteğine sahip liderin görevi bırakması ise "Anti-demokratik" bulunuyor! İlginç!
Yayın tarihi: 7 Mayıs 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/07//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.