Günaydın Beylikdüzü dergisinin genel yayın yönetmeni Hülya Öztürk Başçı sayfalarında sınavlarla ilgili düşüncelerime yer vermiş. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Ayrıca Beylikdüzü Belediyesi'nin eğitime yönelik ilkeli, iddialı, güven veren çalışmalarını yakından izliyor ve Belediye Başkanı
Vehbi Orakçı'nın şahsında tüm çalışanlarını kutluyorum.
-
Sınav heyecanı ameliyat korkusunun karesi.. Gençlerin girecekleri sınavlar farklı ama heyecanları aynı. Sınavın adının OKS, SBS ya da ÖSS olması bir şey fark etmez. Sınav heyecanı ameliyata girecek hastanın heyecanından daha fazla. Bir araştırma yapmışlar, ameliyata girecek olan hastaya sormuşlar, heyecan ne diye (a) demiş. Sınava girecek gence sorulmuş (a kare) demiş. Heyecanı yenmek için ne yapalım diye soruyor aileler; ilaç mı kullanalım, terapi mi yapalım gibi. Heyecanı yenmenin tek ilacı, öğrencinin bol bol deneme sınavı çözmesidir.
-
Öğrenciler testlerden sonra 3N'yi araştırsınlar.. Öğrenciler, deneme sınavlarında yapamadıkları sorularda, (Neden, Niçin, Nasıl) yapamadıklarını, 3N'yi iyi araştırsınlar. Çeşitli kaynakların deneme sınavları var. Bunları çözsünler ve neleri yapamadıklarını bulsunlar.
-
Günde kaç soru?.. Bu konuda tavsiyem, kimseyle yarışmasınlar. Öğrenci günde 200 soru çözebilir. Yapamadığı soruların nedenlerini, niçinlerini, nasıllarını bulsun, ertesi gün 250 soru çözsün. Başkalarıyla değil, kendisiyle yarışsın. Aileler de bu konuda çocuklarını başka çocuklarla mukayese etmesinler.
-
Önce kuvvetli olunan testlerden başlayın.. Sınavda belli bir süre veriliyor. Eğer o sürenin dışında gençler girdikleri sınavların sorularını çözseler, inanın tamamını çözerler. Ama ÖSYM, "bilgini, belirli bir zaman içinde dikkatli olursan ölçerim" diyor. Zamanı çok iyi değerlendirmek lazım. Önce kuvvetli olunan testlerden başlanmalı. Ancak zamana karşı yarışta sürenin de çok iyi kullanılması gerek. Yapamadığınız soruyu atlayacaksınız. Daha sonra yaptıklarınızı en son yapamadıklarınız için başa döneceksiniz.
-
Sınav öncesi alışkanlıklarınızı değiştirmeyin.. Sınav öncesinde öğrencinin çalışma, yeme, yatma alışkanlığı kısaca yaşamında hiçbir şey değiştirilmemeli. Sınavdan bir gün öncesini de abartılı geçirmemek gerek. Olağandışı hareketler stresi artırıyor. "Kalabalık yerlere girme, kalem tutacağın eline dikkat et, şunu yeme gibi" söylemler gencin kaygı düzeyini artırıyor. Çocukların yeme alışkanlıklarını bozmayın. Bir de bizde bir adet vardır. Sınava bütün sülale gidilir. Bunu yapmayalım. Bu genç insanı germektedir. Tamam, ilköğretim öğrencilerini aileleri götürecek. Ama ailelerden ricam, o günü abartmasınlar.
-
Kolay soruları zorlaştırmayın.. Sınavda bir test tekniği var. Çan eğrisi dediğimiz sisteme göre sorular sorulacak. Yani soruların yüzde 10'u çok kolay, yüzde 20'si kolay, yüzde 40'ı normal, yüzde 20'si zor, yüzde 10'u çok zor olacak. Ancak adaylar arasında yapılan bir istatistiğe göre, yüzde 10 çok kolay olan sorular gençleri elemektedir. Örneğin 2 artı 2 kaç diye sorulur ve genç "bu kadar kolay soru olamaz" diye düşünerek içinde farklı şeyler arar ve yanlış cevabı işaretler. Gençleri uyarıyorum; çok zor sorular olduğu gibi çok kolay sorular da olacak. Öğrenciler hep zor soruları çözmeye eğilimlidir. Lütfen kolay sorularda şaşırmasınlar.
-
Heyecandan korkmayın.. Gençler sınava girdiklerinde ilk 10 dakika bir şey yapamam diye düşünecekler. Heyecan duyacaklar. Elleri terleyecek. Bunlar normal. Ama sonra bütün bir yıl çalıştıkları soruların benzerlerini görünce rahatlayacaklar. Ve çözmeye başlayacaklar.
-
Tercihlere dikkat.. Tercihlerin tek bir kuralı vardır: hangi puan türünden tercih yapacaksa, o puan türündeki Türkiye başarı sıralamasıyla, istediği lise ya da bölümün aldığı en son öğrencisinin sayısını bağdaştırmak. Örneğin 30 bininci olmuş bir öğrenci, 15 binden başlar, 60 bine kadar öğrenci almış yerleri yazarsa, kazanma şansını artırmış olur.
Yayın tarihi: 7 Mayıs 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/07//gursoy.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.