Deniz Baykal'ın, parti içi egemenliğini, laiklik istismarına dayanarak sürdürmek istediği, dün Kurultay'da da belli oldu.
Sözde, Batı dünyası,
"Demokrasi ile laiklik arasında tercih yapmak zorundasınız" demiş Türkiye'ye. Bu doğru değil. Eleştirilen, Türkiye'nin çarpık laiklik anlayışı; laiklik adına insanları tek bir şablona oturtma çabası. Batılı yetkililer, sadece, demokrasi ile laikliği bağdaştırma gereğini hatırlattı.
Laiklik konusunda, ortak bir anlayış geliştirmek zorundayız. Farklı hayat tarzlarını dışlamak, birbirine yabancılaştırmak, sadece kavgayı körükler, gerginlikleri artırır.
Laiklik üzerindeki farklı yorumların en çarpıcı örneği başörtüsü: Türkiye'de büyük çoğunluk,
"Başörtülü kızlar üniversitede okusun. Bu laikliğin icabı" diyor. Bir azınlık ise, gene laiklik adına, bunu tehlikeli buluyor ve neticede anayasa değişiklik teklifini yapan partilerden biri hakkında kapatma davası açılıyor.
Laiklik istismarı, din istismarı kadar tehlikelidir. Maalesef CHP, rejim üzerinden yürüttüğü muhalefeti terk edemediği için, yüzde 20'lik dar bir alana sıkıştı kaldı. Dün Kurultay'da Baykal,
"İktidarlar gelip geçici" dedi. Haklı. Bizde kalıcı gibi görünmesinin sebebi, CHP'nin alternatif oluşturamaması. Bu yüzden demokrasinin önü tıkanıyor. Umutsuzluk ve çaresizlik, insanları farklı yöntemler aramaya itiyor. Gerginlik artıyor. Ergenekonlar bile, bu yüzden harekete geçiyor. Baykal, halkı, Ecevit gibi peşinden sürükleyebilse, gerçekten de iktidar gelip geçici olacak. Kimileri de gözünü askere değil, seçim sandığına dikecek.
Bugünkü Tüm Yazıları
Baykal ve laiklik istismarı
Yayın tarihi: 27 Nisan 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/27//haber,C8E5FA1581C94AD3AA5C6F5348C970CE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.