Düşünüyorum da, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bu ülkeye çok zararı oldu. 2001 yılında, Bülent Ecevit ile takıştı; Hüsamettin Özkan'a anayasa kitapçığı attı; Ecevit, daha sonra ihanete uğrayacağı aklına gelmeden Özkan'ı sahiplendi ve Milli Güvenlik Kurulu toplantısından dışarıya çıkıp,
"Devlet krizi baş göstermiştir" şeklinde bir demeç verdi. Tamam, mali alt yapı kırılgandı ama, Sezer'in Ecevit ile tartışması da bombanın pimini çekti.
Bu defa da pimi Sezer çekti sayabiliriz. Cumhurbaşkanlığı süresi sona ererken, giderayak, Abdurrahman Yalçınkaya'yı başsavcı olarak atadı. Oysa, nezaket icabı kendisinden sonra seçilecek olan cumhurbaşkanı beklenebilirdi.
"Bombanın pimini çekti" diyorum, çünkü, 2008 yılının 2 aylık doğrudan yabancı sermaye girişi, tehlike işaretleri veriyor. Geçtiğimiz yıl, aynı dönemde, Türkiye'ye,
7 milyar 400 milyon dolarlık yabancı sermaye gelmişti. Giriş, 2008'de, ocakşubat döneminde,
1 milyar 65 milyon dolarla sınırlı kaldı. Türkiye'nin cari açığının çok büyük bir bölümü, petrol, doğalgaz ve kömür gibi enerji ithalatından kaynaklanıyor. Bu yıl enerji faturasının 35 milyar dolar olacağı söyleniyor. Zaten cari açık da 45 milyar dolar olarak bekleniyor. Bu cari açık, doğrudan yabancı sermaye yatırımı ile özel sektörün uzun vadeli borçlanması sayesinde kapanıyordu. Şimdi Türkiye'ye yatırım yapacak ve borç verecek olanlar bekliyor:
"Hele şu siyasi istikrarsızlık geçsin! Bakalım Anayasa Mahkemesi ne karar verecek?" Türkiye, 2002'den itibaren her çeyrek büyüdü. 2007 yılında büyümenin % 4.5'e düşmesinde, acaba, 367 diye tutturan
allame-i cihan'ın ve Anayasa Mahkemesi'nin rolü yok mu? 2008 için beklentiler olumsuz. Çünkü gene, Anayasa Mahkemesi faaliyete geçti. 11 üyeden 8'ini Sezer atamıştı.
Yayın tarihi: 18 Nisan 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/18//haber,B67D2BB2F5704B00AA69C20FC914563C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.