Nasıl 367 meselesini halkla çözdük, kapanma meselesini de aynı şekilde çözeriz..." Meclis'te iktidar kulisinde sıklıkla tekrarlanan bu cümle birkaç milletvekiline ait olsa önemsemezdik.
Ancak, söyleyen parti yöneticisi ve RP'den bu yana milletvekilliği yapanlar olunca, ciddiye alınması gerektiğine kanaat getirdik.
Belli ki, partinin izleyeceği yol haritasının güzergahı belirlenmiş.
Aktardıklarına göre, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın birkaç gün önceki İngiltere gezisinde de açıkladığı gibi AK Parti gelecek haftadan itibaren anayasa paketini Meclis'e taşıyacak.
"Midi" boyutta olması planlanan anayasa paketinin, parti kapatmanın açılmış davalar haricinden zorlaştırılmasından, Türkiye milletvekilliğine, kadın ve çocuk haklarına kadar yelpazesi geniş tutulacak.
Önce uzlaşı Amaç, anayasa paketi konusunda Meclis'te bir uzlaşı yakalamak.
Hiç değilse grubu bulunan üç muhalefet partisinden biriyle işbirliği içinde hareket etmek.
Ancak bu aşamada anayasa değişikliği konusunda AK Parti, geçen dönem kadar rahat değil.
Çünkü, Meclis Başkanı hariç tutulursa, 339 milletvekili bulunan AK Parti'nin muhtemel bir anayasa değişikliğinin referandum yoluyla gerçekleşmesi için en az 330 oya ihtiyacı var.
Oysa Meclis'te son dönemde Genel Kurul çalışmalarının devamı için karar yeter sayısı bulmakta zorlanılıyor.
Özellikle de kapanma davası açıldığından bu yana bırakın toplantı yeter için gerekli 184 milletvekilini, karar yeter sayısı için gerekli 139 milletvekili dahi çoğu zaman salonda bulunamıyor.
Dolayısıyla anayasa değişikliği için gerekli 330 sayısında sorunla karşılaşılabileceği de kayda geçiriliyor.
Sorunun çözümü konusunda her ne kadar çok farklı sesler çıkıyor olsa da partinin etkin isminin şu sözü dikkat çekici:
"Sandık geliyor denildiğinde 339 milletvekilinin tamamı orada olur." "Üç olmazsa, iki sandık" Partinin
"akil ismine" göre, anayasanın referandum yoluyla değiştirilmesi için gerekli 330 milletvekili bulunmasa da sorun değil:
"O zaman da seçim bir eksikle, iki sandıkla yapılır..." Söylemek istediği açık; milletvekili genel seçimi kararı alınması halinde, gelecek yıl mart ayında yapılacak yerel seçimler de anayasa gereği öne alınmak zorunda.
Hatta, seçim tarihini de dillendirmeye başlamış:
"29 Haziran 2008 Pazar..." Meclis daha bir yılını doldurmadan erken seçim olur mu?
Veya, 2,5-3 ay sonrasında seçim yapılabilir mi?
Bu tarih biraz zor.
Ancak söylenen o ki
"29 Haziran"ı AK Parti'nin etkin bir ismi kulis muhabbetinde MHP'li milletvekillerine de söylenmiş.
"Başkası kurtarmaz" AK Parti'nin kendi içinde seçimi tartışmasının nedenini dünkü sohbetimizde bir bakanın şu sözü özetlemeye yetiyordu:
"Seçimden başka yolu yok. Başkası bizi kurtarmaz. Seçimden zaferle çıkarsak kamuoyu baskısı oluşur..." AK Parti ayrıca yerel seçimi de kapanma davası öncesine çekmek istiyor.
Bunun da tek yolu var; milletvekili erken seçim kararı alıp iki seçimi birleştirmek.
Seçimden zaferle çıkıp halk desteğinin sürdüğünü göstermek.
Bu arada kapatma davasında adı bulunan bir çok milletvekilini aday listesine koymayıp, Anayasa Mahkemesi'ne de mesaj göndermek...
Bütün bunlar olur mu; bilinmez...
Ancak, Türkiye'de seçim, zam, af sözü bir kez çıkınca gerisi hep gelmiştir...
Yayın tarihi: 18 Nisan 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/18//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.