AK Parti'nin kapanmadan, Başbakan
Erdoğan'ın yasaklı hale gelmeden davadan çıkmanın yöntemi nedir?
AK Parti'nin yöntem ile ilgili arayışı bu noktada yatıyor.
Çünkü, sadece Anayasa'nın parti kapatma ile ilgili 68 ve 69'uncu maddelerinde yapacağı düzenlemenin yargı sürecini nasıl etkileyeceğini kestirmekte zorlanıyor.
Ayrıca, MHP ve DTP'den herhangi biriyle işbirliği olmadan gidilecek Anayasa referandumundan çıkacak sonucu da kestiremiyor.
Bundan dolayı tek başına bir düzenleme getirmek yerine, demokratikleşme adı altında daha geniş kapsamlı mini bir Anayasa paketi ile Meclis'e gelmek istiyor.
Hatta, hakkında kapatma davası süren DTP'nin bazı milletvekillerini de kapsama alanına alacak açılım öngörüyor.
Anayasa 90'ıncı madde Ancak partinin bazı milletvekilleri mini veya midi bir Anayasa değişikliğine sıcak bakmıyor.
Bazıları ise Anayasa değişikliğine dahi gerek olmadığına inanıyor.
Bu inançta olanlardan biri de Genel Başkan Vekili
Dengir Mir Mehmet Fırat ...
Fırat, dünkü sohbetimizde Anayasa'nın
"Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" ile ilgili 90'ıncı maddesini anımsatıp ekledi:
"Maddeye göre Anayasa değişikliği ile getirmek istediğimiz Viyana İlkeleri zaten şu an uygulamakla yükümlü olduğumuz bir düzenleme." Fırat'ın bu iddiasının nedeni, 90'ıncı maddenin üçüncü bendinde yer alan
"Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmalarının TBMM'de uygun bulunması zorunluluğunun olmadığına" ilişkin fıkra.
Çünkü, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Viyana İlkeleri'ni benimsemiş bulunuyor.
Fırat'a göre,
"Konseye üye ve AİHM'ye taraf bir ülke olarak Türkiye, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre uygulama andlaşması niteliğindeki Viyana İlkeleri'ni kabul etmiş" sayılmalı.
Olmazsa Viyana İlkeleri'ni kabule ilişkin bir metnin TBMM'ye getirilip onaylanması yeterli.
Böylece Anayasa değişikliğine bile gerek kalmadan Viyana İlkeleri'nin uygulanması söz konusu olabilecek.
Hemen belirtelim Fırat'ın açılımını Anayasa hukukçuları pek gerçekçi bulmuyor.
Yeni değerlendirme kriteri AK Parti'nin MHP alternatifine gelirsek...
MHP lideri
Devlet Bahçeli'nin her ne kadar söylemi sert olsa da dünkü sözlerinin satır araları iyi okunmalı.
Bahçeli, öncelikle
"Erdoğan'ın siyasi yasaklı hale gelmesinin kendilerini de mutlu etmeyeceğini, kendisiyle sandıkta hesaplaşmak istediklerini" vurguladı.
Hemen öncesinde de kendi milletvekillerinin dahi dikkatinden kaçan bir öneriyi şöyle dile getirdi:
"Önerimiz, açılmış olan bir davada, parti kapatılması yerine ara yaptırımlar uygulanabilmesi için bireysel sorumluluğu belirlemede Mahkeme'ye yeni değerlendirme kriteri vermek, yeni bir yorum alanı ve imkanı sağlamaktır..." Burada kritik cümle,
"bireysel sorumluluğu belirlemede Mahkeme'ye yeni değerlendirme kriteri vermek..." MHP lideri açıkça
"yargılama sürecinde Erdoğan'ı da siyasi yasaklı hale gelmekten kurtaracak düzenlemeye de açığız" mesajını verdi.
Hatta,
"iyi niyetli bir yaklaşımla, yapıcı bir öneride bulunduklarını" söyledi.
Türban düzenlemesi sonrası MHP'ye şüpheyle bakmaya başlayan AK Parti, bu yeni öneriye yaklaşır mı bilinmez.
Yayın tarihi: 2 Nisan 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/02//haber,A495CC2890164B858E3190711C480F85.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.