UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Hak yok, lütuf var!
"Demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti" şöyle bir şey de olabilir:
Yanan çocukları, 230 YTL borç var gerekçesiyle çırılçıplak özel hastanede bekleten bir hür teşebbüs ile piyasası olan (çocuğun öyle teşhiri de ayrı mesele!), ama bazı belediye hizmetlerini ücretsiz yahut ucuz sunan Dikili Belediye Başkanı hakkında soruşturma açan...
Pirinç fiyatı artınca, pirinci ucuza kaptıran hatalardan utanmak yerine vatandaşa (zaten fiyatı yine fırlamış) bulgur öneren...
Körfez dolduran (ve medyada da faaliyet gösteren) şirkete turizm ödülü verirken yürüyüş yaptı diye çocuk kolu kıran...
Üniversitedeki kimi etkinlikten ötürü öğrencilerin onlarca yıl hapisle yargılandığı, laikliğe, demokrasiye, cumhuriyete düşkün rektörlerin öğrencileri özel güvenlik ve devlet polisi marifetiyle coplattığı, başka bir üniversitede öğrencilerin parmak izini toplayan , fişleyen...
Bir yayınevinde çalışanların gırtlaklarını kesenlerle ilgili davada karanlık kimi noktaların aydınlatılması için talepleri reddeden bağımsız yargısı olan...
Kısa sürede onca işçinin ölüme düştüğü piyasa tersaneleri üstüne bir araştırma komisyonunu Meclis'te uzun sürede kuramayan...
Tersane sahibi bir iktidar milletvekilinin girişimiyle, bazı subaylar için yeni bir tazminat teklifini kısa sürede komisyondan geçirebilirken astsubaylar ve uzman çavuşlar, uzman jandarmalar için (ölümden önceki) hayatlarını azıcık teselli edecek düzenlemeleri dahi bekletip duran..
Bunlar "hemen dünün" rastgele seçilmiş halleri.
Bir güne sığanların ancak bir kısmı.
Üç nokta ile bitti ki, bildiğinizi, başına geleni, aklınıza geleni siz de ekleyiverin.
Biliyoruz, memlekette çok şey çatışma, saflaşma, cepheleşme konusudur.
Ama derin uzlaşma şudur:
Memleketin güçlüleri... siyasi, bürokratik, askeri, iktisadi ve medyacı güçlüler...
Ancak lütfedebilir!
İktidar partisi olarak zaman zaman bedava dağıtım yapabilirsiniz ama SHP'li belediye başkanının yaptığını suç sayarsınız. Çünkü bunun karşı bir sistem oluşturmasını istemezsiniz; ancak hayır işi olmalıdır, öyle sayılmalıdır.
Bunda muhafazakâr ile laik de birleşir.
Sosyal hakları budanırken çalışanların, patronun adıyla okullar filan dikilir. Vergiden de düşülür. Hak n'ayır n'olamaz! Ama lütuf bazen mümkündür.
Orduyu övüp durursunuz ama ordunun yüzde 80'i, hatta kimi mağdur subayı da eklediğinizde daha fazlası olan, alttakiler, en alttakiler için ne iktidar, ne Meclis, ne komutanlar olarak pek bir şey gelmez elinizden.
Özel hastaneye çıplak yanık çocukla afişe oldu diye belki ceza kesersiniz ama zaten kamusal hizmet olarak sağlığın cezasını da kesmişsinizdir; muhafazakâr ya da laik, tüm piyasacılar bunda uzlaşırsınız.
Hukuk ile hakikat ve vicdan arasında hakiki bağlar olması her zaman gerekmez
O gün oradaki hukuk adamı ya kanun adamı olmakla yetinir yahut kendi inançlarına göre onu bile eğip bükebilirsiniz.
Belki bıkmış olabilirsiniz ama
Ben de elimden geldiği, dilim döndüğünce öyle yapacağım:
"Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti" nin üstünde en güçlü mutabakat olan en büyük yalan olduğunu...
Karşınıza cumhuriyetçi veya demokrat ya da hukukun üstünlüğüne inançlı yahut ahlaklı muhafazakâr olarak çıkan okkalı zatların çoğunun, bu kavramlarla, (sözde) değerlerle ve toplumla ilişkilerinin bir sürü yalandan ibaret bulunduğunu kavramak ve söylemek lazım dostum!
Yayın tarihi: 18 Nisan 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/18//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.