kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Barroso ne dedi?

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun konuşmasını, herkes farklı yorumladı. Bu fark, gazetelere de yansıdı.
Taraf: "Adaysınız; karışırız."
Zaman: "Kapatmaya kayıtsız kalamayız"
Star: "AB, kayıtsız kalamaz" Buna mukabil Hürriyet, diğerlerine tamamen zıt bir başlık kullandı: "Taraf olmayız"
Peki Barroso, "Kayıtsız kalamayız", bir başka ifadeyle "karışırız" mı dedi, yoksa "taraf olmayız", yani "karışmayız" şeklinde mi konuştu? AB Komisyonu Başkanı'nın "Laiklik ve türbanda bir standart empoze etmeyiz" cümlesi, "Siz, kendi laiklik anlayışınıza göre, 8 ay önceki seçimlerde % 47 oy alan bir partiyi kapatın; ses çıkarmayız; karışmayız; taraf olmayız" anlamına gelir mi?
Oktay Ekşi'nin çıkardığı sonuca göre, gelir. "Öyleyse" diyor Hürriyet başyazarı, "Laikliğe karşı eylemlerin odağı olmanın yaptırıma bağlanması, AB yönünden de mümkündür. Çünkü, Barroso, her ülkenin kendine özgü özel koşulları olduğunu kabul etmiştir." Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Refah kararı ve Leylâ Şahin kararı üzerine de benzer yorumlar yapılmıştı. Çünkü AİHM, Anayasa Mahkemesi'nin değerlendirmesini de göz önüne alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin özel şartları içinde laikliğin önemine atıfta bulunmuştu. Ama, AB'nin uyguladığı farklı kıstaslar da var. Tamam; laikliğin korunması "Kamu düzeni/başkalarının hak ve özgürlüklerinin muhafazası" başlığı altında, herhangi bir hürriyete müdahalenin "meşru amacını" oluşturuyor. Tıpkı, "ulusal bütünlük/milli güvenlik/genel sağlık" gibi.
Ama bu yeterli değil ki! Verilen ceza ile güdülen meşru amaç arasında "orantı" var mı? Sözgelimi, parti kapatılmasa, başka yollardan laikliğin korunması mümkün değil mi? "Açık ve mevcut bir tehlike" mi söz konusu? Bu tehlike, farklı bir yöntemle bertaraf edilemez mi? Demokratik bir toplumun devamı için, acil bir sosyal ihtiyaca mı cevap veriliyor? AİHM, sadece amaç ile bağlı kalmıyor bütün bu hususları inceliyor.
Yukarıdaki bilgilerin ışığı altında, doğru manşet, Zaman, Star ve Taraf'ınki diyebiliriz. Elbette AİHM, şeriat devletini bir tehdit olarak görüyor ve bu amaca hizmet eden bir partinin tehlike yarattığı kanaatini taşıyor. Venedik kriterleri, kişi hakları ve demokratik düzen açısından açık ve mevcut bir tehlike bulunmasını, parti kapatılmasının dayanağı olarak kabul ediyor. Ama tartışma, başsavcının delillerinden ve iddialarından kaynaklanıyor. O delillere ve AK Parti'nin icraatına bakan hiçbir AB yetkilisi, "Bunların gizli niyeti şeriat devletini kurmak" diyemiyor. Üstelik Ergenekon belgeleriyle de ortaya çıktı ki, kimi yargı organı mensubu, tuhaf ilişkiler içinde. Avrupa Birliği de bunun farkında.