Bugün yaşananlar 28 Şubat'ın
"dalgası". Tıpkı 9 Mart'ın, 27 Mayıs 1960 darbesinin bir
"yansıması" olduğu gibi. O tarihte
"genç subaylar" rahatsızdı. Zira ordunun içinden ve dışından onları kışkırtanlar vardı. Emir komuta zinciri içinde gerçekleşmemişti ama, asker bütünüyle 27 Mayıs'ı sahiplenmişti. Bu yüzden, Demokrat Parti'nin devamı olan Adalet Partisi'ni içlerine sindiremiyorlardı. Üstelik AP, CHP ile işbirliği yaparak Demokrat Partililerin yasağını da ortadan kaldırmaya hazırlanıyordu. Ordu uyardı, siyasi af teklifinden vazgeçildi ve
"hamamın namusu" kurtuldu. Ama kazan kaynamaya devam etti.
Bugün de başörtüsünün serbest kalması teklifinden vazgeçilse, İmam Hatiplerin kaderi bir bilinmeze terk edilse bile, gene kazan kaynayacak.
"28 Şubat bin yıl sürsün" isteniyor. 28 Şubat'ta devrilen Milli Görüş'ün mirasçısı olan AK Parti'yi kabullenemiyorlar. Kendine cumhuriyeti koruyup kollama yetkisi atfedenler, gene, milletin temsilcileriyle hesaplaşmaya kalkışıyor. Sahnede gene onlar var. Ve basındaki, bürokrasideki, üniversitedeki yandaşlarıyla birlikte. Osmanlı'dan gelen o meşhur,
ilmiye, seyfiye, kalemiye ittifakı. Zaten bunlar sahneden hiç inmedi ki!
Yayın tarihi: 7 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/07//haber,50D61EA866D04B75B36E3552A9F25C0F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.