Yiyecek krizi veya ekmek isyanı önce Mısır'da ortaya çıktı, sonra Haiti, Filipinler, Hindistan'da devam etti.
Sorun özellikle pirinçte ve buğdaydaki çok yüksek fiyat artışlarının meydana gelmesinden kaynaklanıyor. Temel gıda maddelerinin fiyatının bir yıl veya bir kaç ayda yüzde 50 veya yüzde 100'ün üzerinde artmasına geniş kitlelerin kayıtsız kalmaması doğal. Çünkü ekmek kavgası.
-
Fiyat neden artıyor?- Küresel bazda ortaya çıkan fiyat artışlarının nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Son yıllarda giderek etkisini artıran küresel ısınma ve kuraklık buğday ve pirinç gibi dünyanın temel gıda maddeleri üretimini olumsuz etkiledi. Örneğin
Türkiye'nin buğday üretimi geçen yıl yüzde 13 azaldı ve ithalata gitmek durumunda kaldık. Dünya buğday stokları düşerken fiyatlar yükseldi.
- İkincisi mısır ve şeker pancarı gibi bazı tarımsal ürünlerin akaryakıt üretiminde kullanılması sonucu tarım alanlarının daralması da arz eksikliğine yol açıyor.
- Üçüncü neden olarak son yıllarda dünyada hızlı büyümenin ve gelir artışının sonucu olarak gıda tüketiminin artması, tüketim kalıplarının değişmeye başlaması gösterilebilir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi nüfusu en kalabalık ülkelerin tüketim artışı dünya gıda talebini artırıyor.
-
Spekülatif etki- Talep artarken arz artmıyor, hatta azalıyor. Stoklar tükeniyor. Sonuçta bazı ülkeler pirinç ve buğdaya ihracat sınırlaması getirdi. Tabii böyle bir durumda fiyatlar artacağından spekülatörlerin fırsatı kaçırmaması, dördüncü nedeni oluşturdu.
Zaten
emlakta, borsalarda ve türev piyasalarındaki balon sönerken küresel spekülatif para kendine gidecek yer ararken emtia piyasaları kurtarıcı gibi karşılarına çıktı. Petrolden altına, metallerden tarım ürünlerine kadar geniş bir alana spekülatif para aktı. Bu da fiyat artışlarını hızlandıran ve ürün bazında oluşan piyasaların normal seyrini bozan, rayından çıkaran bir gelişme oldu.
-
Küresel sorun- Hafta sonu yapılan
IMF-Dünya Bankası toplantılarına da ekmek sorunu damgasını vurdu. Dün bu sayfada
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'in elinde bir ekmekle fotoğrafı vardı. Acil önlem alınmasını istiyordu.
IMF Başkanı Strauss-Kahn da
"Eğer gecikirsek 100 binlerce insan ölebilir. Bu sadece insani ve ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda demokrasiyi tehlikeye sokacak bir gelişme" dedi.
Küresel kredi krizinin ve paranın konuşulması gereken bir toplantıya tam anlamıyla gıda sorunu damgasını vurdu. Çünkü bu sorun da küresel. Ve yeterli gıda olmadıktan sonra para sahibi olmanın veya servetini korumanın bir önemi yok. Hatta bu sorun çözülmezse ekonomik kazanımların kaybedileceği de kesin.
-
Fiyatlar yüksek kalır- Bu açıdan yatırım yapılacak veya para kazanılacak asıl alan tarım ve gıda olarak ortaya çıkıyor.
Düşen fiyatlarından dolayı konut alma yerine tarla almak çok daha kârlı ve yararlı olabilir. Çünkü IMF gıda fiyatlarının 2015 yılına kadar yüksek düzeyini koruyacağı uyarısında bulundu. Yani tarım alanına yapılacak yatırım gelecek vaadediyor.
Türkiye tarımda yatırım açısından da çok önemli firsatları kaçırmış olmalı ki, 1970'lerde
kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri iken son yıllarda net tarım ithalatçısı durumuna geldi. Pirinçte, mercimekte, buğdayda, mısırda, ayçiçeğinde kendimize yetmiyor, ithal ediyoruz.
Bu açıdan ille de dünyaya satmak için üretime geçmek şart değil. Çünkü, Türkiye'nin kendine yetersiz kaldığı bir dizine tarımsal alan var.
- Sonuç- "İhtiyaç, ayıya bile oynamasını öğretir." Rus Atasözü
Yayın tarihi: 15 Nisan 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/15//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.