kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Keramet

Başsavcının, Gülen'i, çete lideri ilan edip, "soyut tehlikeden" söz etmesi, aklıma, Yassıada'da yargılanan Şeyh Selâhattin İnan'ı getirdi. Duruşmaların meşhur bir başsavcısı vardı: Egesel. İddianamesinde, Bitlis milletvekili Selâhattin İnan'ı şöyle suçluyordu: "Selâhattin İnan, aslında şeyhtir. Ama şeyhliğini, işine geldiğinde bazen açıklar, bazen açıklamaz. Bunu biliyorum. Şeyh diye geçinir lâkin, şeyhlikle bağdaşır tarafı yoktur. Bunu da biliyorum. Memleketinde şeyh diye zekât toplar; hayır işlerine harcayacağına üstüne oturur, biliyorum bunu... Halkı sömürür, topraklarını alır, bunu da biliyorum. Aslında milletvekilliği yoluyla hizmet etmek gibi bir düşüncesi yoktur. Amacı, şeyhliğini takviye etmek, daha çok sömürme imkânlarını elde etmektir. Bu zat, sorgusunda, 'Ben Salâhiyet Kanunu'na oy vermedim. Çünkü o sırada tedavi için Almanya'ya gitmiştim, hastaydım' diyor. Evet doğrudur, Almanya'ya gitti ama hastalık için değil... Niçin gittiğini ben bilirim. Onun kafasının içi bizim malumumuz. Gerçi burada bulunmadı ama, burada olsaydı Salâhiyet Kanunu'na mutlaka rey verecekti. Bu itibarla, o da ötekiler gibi, anayasayı cebren ihlâl etmiştir. İdamını talep ederim..."
Sıra, Şeyh Selâhattin'in müdafaasına geldi. Kendisine has lehçeyle yazılı olarak hazırladığı savunmasını okumaya başladı: "...Reis Beyefendi, anlayamadığım bir mesele var. Dikkat buyurursanız, ben şeyhim; bunu sayın savcı biliyor. Şeyhliğimi bazen açıklarım, bazen açıklamam; bunu da sayın savcı biliyor. Zekât toplayıp, üstüne oturmuşum, zulüm etmişim, nüfuzumu takviye etmekten başka düşüncem yokmuş... Kafamın içindeki her şeyi sayın savcı biliyor. 'Almanya'ya tedaviye gitmedi, ben niçin gittiğini bilirim' diyor. Meclis'te olsaydım Salâhiyet Kanunu'na rey vereceğimden emin. Reis Beyefendi, ben şeyhim, fakat o benim bilmediklerimi de biliyor. Şeyhliği bana bırakıyor, kerameti kendisi alıyor. Ben nasıl çıkayım bu işin içinden?"
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya da, keramet sahibi. Hem AK Parti'nin, hem de Fethullah Gülen'in gizli niyetlerinin şeriat devleti kurmak olduğunun farkında. Herhalde AK Parti, "başörtüsüyle", Gülen de, okulları ve dershaneleriyle laikliği yıkıp şeriatı getirecek.