Ligin bitmesine beş hafta var. Galatasaray müthiş bir mücadelenin içinde. Şampiyon olabilir. Liderden 2 puan geride ama liderle maçı var, hem de kendi sahasında. Yani kâğıt üzerinde hatta en büyük aday.
Öte yandan ikinci olup Şampiyonlar Ligi'ne girme şansı da büyük ama, kaybetme durumu da var. Üçüncü Beşiktaş'ın nefesi ensesinde..
Daha da ötesi..
Türkiye Kupası yarı finali ikinci ve son ayağını kendi sahasında oynayacak. Bu kupada da çok iddialı..
Şimdi, hangi dünya futbol takımının tarihinde bu kadar kritik beş hafta olabilir, söyler misiniz?..
Bu beş haftadan filmlere konu çıkar hatta.. Öylesi..
Ve bu beş haftada Galatasaray'ın hocası yok..
Yönetim bu çok kritik beş hafta için takımı emanet edecek birisini bulamadı. Galatasaray'ı bu kadar beceriksiz kişiler yönetiyor yani.. Üstelik bu beceriksiz kişileri daha dün Kongre nerdeyse ittifakla seçti. İki sene kulübün başında kalacaklar, tabloya bakar mısınız?.
Dünyanın her yerinde, böyle dönemler için takımın başına "Caretaker/ Bekçi" denen hocalar getirilir. Sahibi yokken takıma bakan kişi.. Milli takımlar dahil.
Sen gelecek sezon için büyük projelere hazırlanıyor olabilirsin. Hatta adımlar da atmışsındır. Ama gelecek sezon için.. Bu sezon, bu çok kritik dönem ne olacak peki?. Acilen bir "Bekçi" hoca şart.. Nasıl?.
Galatasaray'ı bu çok kritik beş haftada yönetecek kişinin Türk olması, Türk futbolunu ezber bilmesi gerek . Çünkü "Tanıma" diye geçecek saat bile yok..
Bu kişinin en başta takım, sonra da taraftar ve camia tarafından saygıyla kabul edilmesi de şart.. Yani kariyeri olan, bilinen biri bulunmalı..
Etik açıdan bu hocanın şu anda boşta olması da lazım. Bir başka takımdan beş maç için adam ayartılmaz..
O zaman kim var ortada?..
Mustafa Denizli.. Rıdvan Dilmen.. Giray Bulak.. Birkaç isim daha..
Şimdi böylesi ünlü hocalar böyle bir görevi kabul ederler mi?.
Neden etmesinler?..
Profesyonel değil mi bunlar?. Hayatlarını teknik direktör olarak kazanmıyorlar mı?.
Davet etsen.. 6 maç.. Maç başına 50 bin lira (Atıyorum). Şampiyon olursan 500 bin lira prim. Şampiyonlar Ligi'ne kalırsan, 250 bin.. Türkiye Kupası'nı alırsan, 150 bin..
Niye oturup düşünmesin adamlar söyler misiniz?.
Mustafa Denizli'ye baskı da koyarsın üstelik..
"Sen bugün Mustafa Denizli isen, bu toplumda maddi, manevi bir varlığın, yerin varsa, bunun nerdeyse tamamını Galatasaray'a borçlusun. İşte şimdi o borcu ödeme zamanı. Hadi sıva kollarını bakalım" desen, Denizli ne diyebilir?. Hayır deme hakkı, şansı, imkânı olabilir mi?.. Hele de cazip bir profesyonel teklifse?..
Bana dediler ki, "Hayal görme.. Bir defa bizde caretaker diye bir düşünce yoktur. Ne yöneticinin, ne de hocanın aklı alır. İkincisi Adnan Polat hele Mustafa Denizli'ye hiç teklif götürmez. Galatasaray'da yönetime girdiği o ilk çaylak dönemlerinde Denizli'nin gölgesinde kalmış, onun şöhret ve itibarının altında ezilmişti. O ezikliği hâlâ var. Şimdi kendi eliyle takımın başına getirmez.."
Bunlar çağ dışı düşünceler ve duygular.
Galatasaray'ı bu çok kritik beş haftaya hocasız sokmak aklın hayalin alacağı şey değil. Önemli olan en kısa zamanda çözüm üretmek.
Adnan Polat, Yiğit Şardan ekibinin kaybedecek dakikası dahi yok.
Galatasaray'ın caretaker hocası 24 saat içinde bulunmalı ve göreve başlamalı!. O zaman bu kulüpte başkan, bu kulüpte yönetim var demektir. Gerisi laf-u güzaf!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Mustafa Denizli neden olmaz?..
Yayın tarihi: 10 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/10//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.