Dışta ABD krizinin negatif etkisi, içeride türban krizinin yarattığı siyasi risk ile Türkiye piyasaları kayıpta yine en öne çıkmaya başladı. 2006 dalgalanmasında nasıl ki küresel piyasalar yanında Merkez Bankası'na atama yapılamamasından Türkiye en çok etkilenen piyasa olmuşsa, şimdi de türban kaynaklı krizin iktidar partisini kapatma aşamasına gelmesi benzer sonucu doğurmaya başladı.
14 Mart'ta yapılan başvuru ile başlayan süreçte bugün Anayasa Mahkemesi davayı görüşüp görüşmeyeceğini kararlaştıracak. Buna paralel siyasi tansiyon yükselirken tarafların geri adım atma gibi bir niyeti yok. Hükümet sonuna kadar gidileceğinin mesajını veriyor. Sonun neresi olduğunu ise kimse bilmiyor. Gerilim arttıkça da iç ve dış yatırımcılar etkilenecek.
-
Ayrışma göstergeleri- Bu nedenle bono faizinde belli bir yükselme var. Yabancılar bonodan yavaş da olsa çıkıyor.
Yerliler ise döviz piyasasında geçmiş dönemlerdeki gibi agresif satıcı değiller. Bu nedenle dolar kuru 1.3, Euro da 2 YTL'yi geçti.
Davanın açıldığı 14 Mart'a göre 28 Mart'ta dolar yüzde 4.7, Euro yüzde 6.2 artarken İMKB yüzde 11.5 geriledi . Aynı dönemde diğer ülke paraları genelde dolara karşı değerlendi. Dow Jones Endeksi de yüzde 2.2 arttı. Buna göre İMKB'nin kaybı yüzde 13.4 düzeyine varıyor. Yani
dünyanın temel piyasasına göre ayrışması negatif yönde iki haftada yüzde 13.4'ü bulmuş. Bu durum yurtiçi siyasi belirsizliğin piyasalar üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.
-
Hükümetin tutumu- Dava başladıktan sonra AK Parti'nin alacağı tutuma, hükümetin atacağı siyasi ve ekonomik adımlara göre, bu etkinin boyutu değişebilecek. Fatura kabarabilecek veya azalabilecek.
Siyaseten çatışmayı tırmandırmak ve popülizme kaymak ekonomi için en olumsuz seçenek. Böyle bir atmosferde bugün açıklanacak olan 2007 milli gelir rakamlarında yüzde 5'lik büyüme hedefinin tutturulması, hatta biraz da üzerine geçilmesinin fazla bir anlamı olmayacak.
Dikkatler asıl 2008'de büyüme oranının ne çıkacağına çevrilecek. Çünkü büyüme açısından zor bir döneme girdik. Yine bugün açıklanacak Merkez Bankası faiz kararı tutanakları perşembe günkü enflasyon verileri ile birleşirse belki minimal bir etkiye sahip olabilir.
-
Haftanın önemi- Çünkü finansal piyasalarda ana yön, dışarıda ABD krizi ile içeride türban krizine dayalı kapatma davası sürecine endeksli hareket edecek gibi.
Yeni bir banka veya fon batışı dışında Amerika piyasaları açısından bu haftanın önemi ise ABD Merkez Bankası'na (Fed) krizde tüm finansal kesimi düzenleme ve kontrol açısından yükleneceği görevin detaylarının belli olmasında yatıyor. Bu, ortaya çıkan yeni fiili duruma göre finansal yapıda yeni bir değişikliği doğru atılan ilk adım. Fed banka dışı finansal sektörde de tam yetkili olacak. Nasıl bir finansal yapının ortaya çıkacağını zaman içinde göreceğiz.
Bunun yanında dikkatler ISM imalat ve hizmet sektörü endeksleri, tarım dışı istihdam ve işsizlik oranlarının nasıl çıkacağında olacak. Verilerin resesyon ihtimalini güçlendirmesi veya kesinleştirmesi halinde piyasaların son umutları da kırılabilir.
-
Yönü ne belirler?- Nisan ayında açıklanacak finansal sektör
bilançolarında zarar rakamlarının büyüklüğü, krizde oluşan toplam batak miktarının ne kadar olduğu ve bunun kamu tarafından üstlenilip üstlenilmeyeceği konusunadaki gelişmeler, piyasaların gündemini ve yönünü belirlemeye devam edecek. Dışarıda fırtına ve yüksek volatilite sürecek, bunun Tükiye piyasalarına etkisi de.
- Sonuç- "Bedavaya aldığımız şeyler çok pahalıya mal olur." Jean Anoilli
Bugünkü Tüm Yazıları
Türkiye bu kez davayla kayıpta en önde
Yayın tarihi: 31 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/31//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.