Dünyanın en önemli metropollerinde, mesela New York'ta, mesela Londra'da tiyatro biletleri hâlâ karaborsada iken "Tiyatro bitti. Çağdışı bir olay" diye yazanlar vardı bizde.. Tiyatroların ve gişelerin durumları da hak verdiriyordu onlara doğrusu..
1960'lı yıllarda haftada nerdeyse suare matine dokuz temsil veren, en zengin kadrolar, en pahalı dekor ve kostümlerle büyük yapımlara imza atan tiyatrolar, seyircisizlikten giderek küçülmüş, haftada nerdeyse bir temsil yapabilen, küçük kadrolu, minik bütçeli, vodvilden başka şey oynamaya cesaret edemeyen bir eğlenceliğe dönüşmüştü.
Ama bu yıl özellikle müthiş bir dönüş görüyorum.
Tiyatro yeniden canlanmaya başladı. Temsil sayıları artıyor, bilet bulmak güçleşiyor.. Oyun türleri çeşitleniyor. Büyük bütçeli dev yapımlara, ciddi, klasik oyunlara cesaret ediliyor. Bu da bir tiyatro âşığı olarak beni çok mutlu ediyor.
Son günlerde aç kurtlar gibi tiyatrolara saldırıyorum. Çok hoş şeyler izliyorum. Hepsini anlatacağım.. En başta bir dev yapım, bir müzikal var.
Romantika.. Türker İnanoğlu TİM Gösteri Merkezi'ni bu kente kazandırmakla kalmadı, içini de dolduruyor.. Sadece ithal ederek değil, ayni zamanda üreterek.
Romantika, Egemen Bostancı zamanından bu yana izlediğim en güzel müzikallerden biri..
İstanbul'un çingeneleri ve sosyetikleri arasında bir Romeo Jülyet öyküsü.. Türker dost, askerliğini yedek subay öğretmen olarak İstanbul'un bir Çingene mahallesinde yapmış. O insanları iyi biliyor, iyi tanıyor. Özellikle de kültürlerini, müziklerini, geleneklerini. Bunları, bugüne dek yaptığı filmler ve TV dizilerinde çok kullanmıştı. Bu defa bir müzikale yerleştirmiş.
Oyunu, benzer konulu Cennet Mahallesi dizisini yazan
Resul Ertaş ve
Yaşar Arak'a sipariş etmiş. Müzikleri de gene daha önce kendi dizilerinde işbirliği yaptığı
Cengiz Onural ve
Bora Ebeoğlu'na..
Kostümleri emsalsiz
Hale Eren hazırlamış, dekoru da, o fevkalade sıcak, şirin, ama ayni ölçüde de pratik dekoru da
Ali Cem Köroğlu .. Dansları
Tan Sağtürk yüklenmiş, Roman dansları uzmanı
Tuncay Okyar'ın danışmanlığında..
Kadro, İnanoğlu için en kolayı zaten.. Onların içinde geçen bir ömür.. Hemen hepsini yakından tanıdığı oyuncular..
..Ve bunların hepsini, genç bir yönetmene, böylesi bir müzikali alkışlanacak başarıyla sahneye koyan
Şakir Gürzumar'a emanet etmiş..
Sonunda ortaya çıkan Romantika işte!..
Ben müzikallere özellikle geç giderim. Oturması zaman alır. Romantika geçen sezon başladı, ben bu sezonu bekledim. Gittim ve çok hoş bir gece geçirdim.
Başarıda oyuncuların, özellikle de eskilerin payı büyük..
Jülyet ailesinin tepesindeki Zarife'de
Melek Baykal ve Romeo klanının kraliçesi Büyükannede
Sema Aybars olağanüstü oynuyorlar.. Melek Baykal'ı, o unutamadığım Lorca oyuncusunu böylesi bir rolde ilk kez izliyorum. Oyuncu işte bu.. Her şeyi oynar.. Muhteşemdi, Melek..
Öteki eskiler de muhteşem..
Zeki Alasya.. Tarık Papuççuoğlu, Ümit Yesin .. İzlemeye doyamıyorsunuz.. Gençlerden, Tiyatro Kılçık'tan tanıdığım
Şeyla Halis çok çok iyi.. Tatyana'yı oynayan
Alona Atamer, fiziğiyle dahi dolduruyor o koskoca sahneyi.. Tam da bu iki kuşak arasında kalan
Suat Sungur komiser rolüyle bu yıl katılmış ekibe.. Müthiş..
Türker İnanoğlu, bazı rötuşları yapabilirse, Romantika, en az on yıl oynar, Broadway'dekiler gibi..
Sıralayayım..
Bir defa oyuna, onunla birlikte hatırlanacak, oyun bitse de yıllar boyu kalacak en az iki şarkı gerek.. Müzikal demek, böyle şarkılar demek.. Egemen'in müzikallerinde bunlar vardı mutlak.. Don't cry for me Argentina, İf I were reach man, Maria, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Hep böyle kal'lar olmasa, o müzikaller olur muydu?.. Memories olmasa, Cats hatırlanır mıydı hâlâ?..
Dans gurubu.. Müzikalin nerdeyse yarısı.. Fiziği müthiş dansçılar ister.. Egemen'in müzikallerini tavana vurduran o ilk dans gurubuydu..
Çiğdem Tunç, Yaprak Özdemiroğlu, Serap Aksoy .. Bambi Burçin.. Oyunun bile önüne çıkarak isimlerini öyle yazdılar ki, hâlâ akıllardalar. Konu her türden dansa uygun üstelik..
..Ve de genç oyuncular.. Romantika'da jönler, ustaların yanında hele, zayıf ve hafif kalıyorlar.. Onların daha özenle seçilmeleri, yönetmenin onlarla çok daha fazla uğraşması şart. Her tarakta bezi olup, oraya buraya koşuşturmaktan provaya bile zor yetişenlerle bu işi yürütmek zor.. Müzikal baş oyuncusunun hayatında artık başka hiç ama hiçbir şey olmamalı..
Canlı orkestra da müzikalin aslında başka bir olmazsa olmazı, ama bu konuda biraz daha sabırlı olmayı anlayabiliyorum.
Haa!.. Romantika fevkalade renkli, keyifli, neşeli bir gece geçirmeniz için yeterli, yanlış anlamayın..
Bu yazdıklarım, en az 10 yıl oynasın, bir gören on defa daha gitsin diye..
Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı niçin 30 defa ve de otuz yıl sonra ve her defasında, hâlâ, izlediğimi anlatma çabasındayım, o ayrı..
Bugünkü Tüm Yazıları
Tiyatrolar yeniden doğuyor!..
Yayın tarihi: 8 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/08//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.