İyi müdahale kötü müdahale

12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra Celal Bayar ile Süleyman Demirel'in arasına bir süre "kara kedi" girdiğini, ilişkilerinin "limonileştiğini" biliyor muydunuz?
Nedeni "askerin siyasete müdahalesi" konusundaki "fikir ayrılıkları."

29 yaşında genel müdür olan Demirel "Bayar-Menderes döneminin yıldız bürokratıydı."
Cumhurbaşkanı Bayar ondan "bizim su işleri müdürü" diye bahsederdi. Pek çok yere (örneğin ABD) yanında götürürdü.
Sonra 27 Mayıs 1960 ihtilali oldu.
Bayar, Yassıada'da "idama mahkum edildi." Ama cezası "yaş haddi nedeniyle" infaz edilmedi. Hapse çevrildi, Kayseri Cezaevi'ne yollandı.
Ardından "serbest bırakıldı."
Derken "eski cumhurbaşkanları ömür boyu senatör olsun" denildi.
İsmet İnönü kabul etti. Bayar ise "seçilmeden hiçbir koltuğa oturmam" dedi, senatörlüğü reddetti.

Derken 12 Eylül 1980 ihtilali oldu.
Elinden başbakanlık alınan, önce Hamzakoy'a sonra Zincirbozan'a yollanan Demirel "müdahaleyi eleştirdi."
Bayar ise "destekledi."
Bayar'a göre:
- 27 Mayıs 1960 ihtilali kötüydü.
- 12 Eylül 1980 ise iyi.
Demirel'e göre ise:
- Askeri müdahalenin iyisi olmaz.
Ve BayarDemirel ikilisinin arası "bu nedenle açıldı."

Daha sonra "ortak dostlar" devreye girdiler.
Onları buluşturdular.
"Uzun hikaye."
Bu olayı "zaman tünelinden" bugüne taşımamızın nedenine gelince...
Asker son bir yıl içinde "2 gece yarısı bildirisi" yayınladı.
Biri 27 Nisan 2007 tarihli "e bildiri."
"Nokta hedef" AK Parti iktidarıydı.
Diğeri 4 Mart 2008 tarihli "e bildiri."
"2 hedefe birden" atış: CHP ve MHP.
Ve şimdi 3 soru:
- e bildiriler iyi mi?
- Yoksa biri iyi, öteki kötü mü?
- Kime göre hangisi iyi, kime göre hangisi kötü?