Ham petrol fiyatlarının yeniden 100 dolar rekorunu kırması bu kez finansal piyasaları daha hassaslaştırdı. Üstelik petrolün 100 doların üstüne çıktığı gün altın fiyatları da 947 dolarla nominal anlamda da olsa tarihi yüksek düzeylerini gördü. Belki dış dünya genelini çok fazla etkilemeyebilir. Ama Türkiye, Hindistan ve Çin gibi altını en fazla kullanan ülkelerde enflasyonun bundan olumsuz etkilenmesi beklenir.
Ancak asıl petrol fiyatlarındaki artış enflasyon için belirleyici. Hem doğal gaz hem de elektrik fiyatları arasındaki korelasyondan ve onları da yukarı çekme özelliğinden dolayı petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonu maliyet yoluyla etkilemesi beklenir.
Bu etkinin finansal piyasalara fazla yansımasının bir etkisi petrol fiyatlarının tüm zamanların en yüksek düzeyine çıkmasında yatıyor. 100 dolar önemli bir psikolojik sınır.
-
Enflasyon yükseliyor- İkinci bir neden de tam bu aşamada dünyanın genelinde enflasyonun yeniden bir sorun olmaya başlaması. Bu artışta petrol ve emtia fiyatlarının artması, küresel ısınmanın da etkisiyle tarım fiyatlarındaki hızlı yükselme ve elbetteki dünyadaki büyüme etkili. ABD'de yıllık enflasyon yüzde 4.1'e, Euro alanında yüzde 3.2'ye, Çin'de yüzde 7.1'e, Rusya'da yüzde 11.9'a yükseldi. Sorun olmayan tek ülke Japonya ise kafasını bir türlü resesyon belasından kurtaramadı. Yıllık tüketici enflasyonunun eksi düzeyinden yüzde 0.7'ye çıkmasına daha çok seviniyorlar. Rakamlar dünyada genel bir artış eğilimini ortaya koyuyor.
-
Faizde düşüşe engel- Zaten bu nedenledir ki, küresel dalgalanma çıkıncaya kadar AB, Japonya, Çin faizleri artırıyordu. Ancak son 56 aydır bütün öncelik dalgalanmanın kontrol altına alınmasına verildi. Bu nedenle ABD faiz oranlarında 2.25 puanlık indirime gitti. AB Merkez Bankası faiz artırımından vazgeçti. Bir süre düşüşe direndi ama son geldiği aşamada faiz indirimlerine kapıyı araladı. Japonya da faiz artırımlarına devam edemedi. Belki şimdi indirim bile gündeme gelebilir. Çin ise faizleri artırmaya devam ediyor. Çünkü enflasyon en hızlı orada artıyor. Tabii enflasyonun artması aynı zamanda faiz düşüşlerini tehlikeye sokacağından dolayı piyasaları etkiliyor ve endişelendiriyor.
-
Tersine Çin etkisi- Enflasyonu en yüksek ülkelerden biri Çin. Geçmiş yıllarda dünya yüksek büyüme hızına ulaşırken, petrol ve emtia fiyatlarının yükselmesine karşılık
dünyada genel bir enflasyon dalgasının yaşanmamasında Çin'in düşük maliyetli üretimi etkili olmuştu. Şimdi bu etki tersine dönüyor. Çünkü Çin'de mal fiyatları artıyor ve
dışarıya bu kez enflasyon ihraç ediyor. Enflasyon konusunda Çin avantajken dezavantaja dönüşüyor. Çin etkisine petrol fiyatları, altın fiyatları, diğer emtia fiyatlarındaki artışı da eklemek gerekiyor.
-
Maliyet enflasyonu- Denilebilir ki, küresel dalgalanmanın ve durgunluğun etkisi enflasyonu kontrol altına almada yardımcı olabilir. Bu doğru ama
Çin, petrol, emtialar ve gıda fiyatlarındaki artışları dikkate alınca talep enflasyonun yerini bu kez maliyet artışlarından kaynaklan bir enflasyon da alabilir. Bunu bekleyip göreceğiz. Bu aşamada korku da bu zaten. Maliyetten kaynaklanan bir enflasyon ortamında durgunluğu yaşamak. Stagflasyonun şimdilik ihtimali düşük ama yolu açık.
-
Balayı bitti mi?- En azından dünyada ve Türkiye'de de geçmiş beş yılda olduğu gibi, yüksek büyüme düşük enflasyon ortamını yaratan şartlar değişmeye ve tersine dönmeye başladı. Küresel bazda risk alma iştahı ve likiditenin daralmasının etkisiyle daha düşük büyümeye doğru gidiyoruz. Buna karşılık maliyet artışlarından dolayı biraz daha yüksek enflasyonla karşılaşacağımız da anlaşılıyor.
Finansal piyasalardan sonra enflasyonda ve büyümede de küresel balayı döneminin bitmesi elbette Türkiye'yi de etkileyecek.
- Sonuç- "Dünya bir perceredir, her gelen bahar geder." Azerbaycan Atasözü
Yayın tarihi: 22 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/22//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.