Amerika ekonomisinin resesyona mı yoksa durgunluğa mı gireceğini tartışırken cuma günü açıklanan aralık ayı sanayi üretiminin gerilemesiyle bir anda Türkiye ekonomisinin durgunluğa girip girmeyeceğine odaklandık. Sanayi üretiminde 22 ay sonra gelen yüzde 1.41'lik gerilemeyi kimse beklemiyordu. Tahminlerin ortalaması yüzde 4.2 artışı gösteriyordu. Mart 2002'den itibaren yüksek sanayi üretiminde Temmuz 2005 ve Ocak 2006 daralmaları istisna olarak kalmıştı. Her ne kadar bir aylık verinin istisna oluşturması yüksek bir ihtimal ve aralıkta çalışma günü sayısı 19 ile düşük bir rakamsa da,
ABD ve Avrupa'da durgunluk endişelerinin başladığı bir dönemde böyle bir rakamın açıklanması Türkiye'nin aynı sorunla erken yüzleşeceği kuşkusunu yarattı. -
Üretimde revizyon- Bitişikte 2000 sonrası aylık sanayi üretimleri veriliyor. Ayrıca kasım verileri ile 2007 yılı revize edilmemiş sanayi üretimi rakamları da.
11 ayın 11'inde de yukarı yönlü revizyonlar yapılmış. Bazı aylardaki düzeltmeler ciddi boyutlarda. Örneğin şubatta yüzde 7.3'den yüzde 8.1'e, martta 3.2'den 3.7'ye, nisanda yüzde 2.0'dan 2.8'e, mayısta 5.2'den 5.9'a, haziranda 2.3'ten 2.9'a çıkarılmış. Aralıktaki 1.4 gerilemeye karşılık 2007 ortalama üretim yüzde 5.4'e çıkmış. Bu hatırı sayılır bir büyüme. 2006'da yüzde 5.8 olan sanayi üretimi 2005'te yüzde 5.4 idi.
-
GSYH'da da revizyon- Sanayinin milli gelir içindeki payı dörtte bir. Ama sanayi ulaştırmaya ve ticarete konu olması nedeniyle bu sektörleri de besliyor. Bu nedenle sanayi üretiminde artış aynı zamanda taşımayı ve ticareti de yukarı yönde revizyona tabi tutulmasını gerektiriyor
. 2007'nin ilk üç çeyreğindeki büyüme verileri de yukarı yönlü revize edilebilir. Bunun yanında son çeyrek de fena gelmeyebilir. Bu durumda milli gelir artışı tahmin edildiğinden daha yüksek çıkabilir. Örneğin 2005'teki yüzde 5.4'lük sanayi üretimi yüzde 7.4'lük gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) artışı yaratmıştı. 2006'daki yüzde 5.8'lik sanayi üretimi ile de milli gelir yüzde 6.1 artmıştı. 2007'nin üçüncü çeyreğindeki yüzde 1.5'luk büyüme 9 aylık GSYH artışını yüzde 3.8'e çekmişti.
Şimdi sanayi üretiminin ciddi biçimde yukarı revize edilmesiyle milli gelir yüzde 4'ler yerine yüzde 5'lerde gerçekleşebilir. Yüzde 5.4'lük sanayi üretimi milli gelirde geçmiş yıl artışlarının yakalanmasına yetmeyebilir. Çünkü üretimin içinde artık daha çok ithalat var ve 2007'de tarım sektörü kuraklık nedeniyle yüzde 5.6 daraldı. Tarımdaki daralmanın etkisiyle geçen yılın büyümes i 2006'nın biraz altında ama program hedefi olan yüzde 5'in biraz üzerinde bir yerde gelebilir.
-
Baz etkisi- Geçmiş yıla yönelik bu pozitif gelişmeye karşılık aralık ayında sanayi üretiminde beklenmedik düşüş kendi başına bir olumsuzluk kaynağı. Çünkü ocak ayında geçen yılki yüzde 15'lik artış güçlü bir baz etkisi oluşturuyor. Onun üzerine büyüme sağlamak zor. Ancak orada da ocak ihracatında yüzde 49'luk artışın etkisi devreye girebilir. Şubat ayında da yüzde 8.1 gibi yüksek baz etkisi devam edecek.
-
Bir dönemin sonu mu?- Eğer küresel finansal krizden ve resesyon beklentilerinden olumsuz etkiler söz konusu olur, taleple birlikte üretim frenine de basılırsa, aralık ayınının negatif performansını başka aylar izleyebilir. Bu durumda Mart 2002'den itibaren başlayan yüksek sanayi üretimi ve büyüme dönemi Mart 2005'ten beri normal seyrine inmiş ve Aralık 2007 sonrasında vasat düzeyine gerilemiş olur.
Zaten 2006 ortasından itibaren yüksek faize dayalı belli bir talep daralması yaşanıyordu. Şimdi buna dünyadaki gelişmelerin etkisi eklenirse, yurtiçi talep daha yavaşlayabilir. Euro'nun dolara karşı değer kaybetmeye başlaması ve bunun ihracata olumsuz etkisi de cabası. Büyümede 2007'yi kurtardık da, 2008'i vasatlıktan nasıl kurtacağımız henüz belli değil.
- Sonuç- "Talih oynaktır, verdiğini çabucak geri ister." Puplilus Syrus
Yayın tarihi: 11 Şubat 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/11//haber,24AA27524144498DB3EBC71C212EBB12.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.