Türban tartışmasına ekonomi de karıştı. Başbakan'ın "Diyorlar ki, 'Şu anda başörtüsü meselesi, hükümetin ekonomik noktadaki sıkıntıları gündemden kaldırmak için çıkardığı bir senaryodur.'
Sevsinler seni. Ne var ekonomide? 2008'e girdik, nasıl girdik, enflasyon fırladı mı, aksine düştü" diye konuştu.
Başbakan sadece enflasyon verisini hatırlatmış. Fiyat istikrarının öne alınması doğru ama hemen onun yanında büyümeye, işsizliğe de dikkat çekebilirdi.
-
Sendeledik ama- Enflasyon şimdilik yükselmiyor ama hedeflenenin iki katı düzeyinde. Düşüşe direniyor. Yüksek büyüme hızından düşük büyümeye doğru gidiyoruz. 2007 için yüzde 5 büyüme hedeflemiştik. Bunu tutturabiliriz. Ama sorunumuzu çözmeye yetmiyor. En son işsizlik oranı yüzde 9.7'ye çıktı. Bu konuda iyileşme durdu, hatta tersine dönüş bile var. Zaten Başbakan da bir süre önce
"Ekonomide hafif bir sendeleme var" diyerek durumu anlatmıştı.
Madem ki sendelendiğinin farkında o zaman düşmemek için bir refleksin gösterilmesini bekler olduk. İşte o refleks henüz ortada yok. 2008 ile birlikte Meclis gündemi elverişli olmasına karşılık ekonomi öncelik alabilmiş değil.
-
Henüz yansımadı- Halbuki Başbakan'a "Ekonominin nesi var" dedirten de, dünyada esen sert fırtınanın henüz Türkiye'ye, reel ekonomiye yansımamış olması. Yani Başbakan 'Bir ay önceye göre sokakta değişen ne var' demek istiyor. Doğrudur. Değişen çok fazla bir şey yok. Çünkü küresel dalga şimdiye kadar Türkiye'ye asıl hisse senedi üzerinden yansıdı. Bu piyasada ise yerliler ağırlıklı değil, topluma yayılmış değil. Bu açıdan kötüleşmenin etkisi de sınırlı kalıyor. Ekonominin ve toplumun tümünü etkileyecek döviz ve faizde henüz kayda değer değişmeler yaşanmıyor.
-
Cari açık sorun değil mi?- Türkiye dış borçlarını ödemek için yeniden borçlanmaya gitse bile, cari açığından dolayı yılda 40 milyar doları bulan taze kaynağa ihtiyacı var. Dün açıklanan 2007 ödemeler dengesinde 38 milyar dolarlık cari açık oluşmuş.
Beklenen 489 milyar dolarlık milli gelirin yüzde 7.7'sine varıyor. 2006'daki yüzde 8.2'den daha düşük ama gene de yüksek bir oran. Üstelik finansman koşullarının zorlaştığı bir döneme giriyoruz.
Mevcut ekonomik dengelerde 2008 için 40 milyar doların altında açık bekleyen yok. Bu para bulanamazsa açık verilemeyecek, buna paralel büyüme hızımız da düşecek. Kur, faiz, enflasyon daha yukarıda bir yerde denge bulacak. Türkiye küresel dalganın dışında kalamayacak.
-
IMF'nin uyarısı- Son olarak IMF Başkanı, Hindistan'da şu uyarıyı yaptı: "Bazı kişiler yükselen ekonomilerin şu anda sanayileşmiş ekonomilerden ayrıştığını söyleyebilir. En azından şimdilik öyle düşünmüyorum.
Sanayileşmiş ve yükselen ekonomiler daha çok birlikte koşulan iki ata benzer. Biri yorulursa diğeri arabayı çekmek için bir süre daha fazla çaba gösterir. Ama biri dursa diğeri çok uzağa gidemez. Krizin yükselen ekonomilere etkisinin bir süre sonra hissedileceğine inanıyorum." Ekonomide şu anda ciddi bir kötüleşme yok. Ama gelmekte olan küresel dalga ve hükümetin tutumu karşısında belli bir vadeye kadar olumlu beklenti de yok.
- Sonuç- "Mutluluk mutluluğu, mutsuzluk mutsuzluğu çeker." La Rochefaucauld
Yayın tarihi: 15 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/15//haber,85DAB051B23F4955822D820F16E616B8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.