Üstteki tablodan izlenebileceği gibi, cari açığın finansmanında doğrudan yatırımların payı, dış kredi kullanımının hemen ardından ikinci sırada. Payı da 2006'da yüzde 59 ve 2007'de yüzde 52. Doğrudan sermaye ile cari açığın ne kadar finanse edilirse o kadar iyi. En kaliteli finansman yöntemi de bu.
Hisse senedi ve devlet borçlanma senetlerine yabancıların yatırımını içeren portföy yatırımlarının finansman içindeki önemi azalmış. 2007'de 717 milyon dolarla açığın yüzde 2'si kadar bir katkı söz konusu. Bu kalemin cari açığın finansmanında 2005 yılında yüzde 60'lık payı bulunuyordu. Portföy yatırımlarının payını doğrudan yatırımların aldığı dikkati çekiyor. Eğer portföy yatırımlarında negatif bir şok söz konusu olursa, o zaman doğrudan yatırımların ve dış kredilerin payının artması gerekecek.
Sonuçta son beş yılda oluşan 116.4 milyar dolarlık cari açığa karşılık
dışarıdan 170.7 milyar dolar gelmiş. Fazladan gelen paranın 54.2 milyar doları Merkez Bankası rezervlerine eklenmiş.
Türkiye'ye oluk oluk dış kaynak akmış. Böyle bir sermaye hareketi olduğu için, dolar kuru 6 yıl öncesine indi. Enflasyonu en çok kur aşağı çekti. Şirketler kendilerini düşük maliyetli dövizle finanse etti. Büyüme dışarıdan sağlanan kaynakla fonladı.
Bu nedenle ekonominin çarklarının dönmesi, reel sektör şirketlerinin yabancı ortak alma ve borçlanmalarına, özelleştirmenin sürmesine bağlı.
- Sonuç- "Dünya kırk kulplu kazan; bir kulpundan tut sen de kazan." Türk Atasözü
Bugünkü Tüm Yazıları
Kaderi kurun düzeyi belirler
Yayın tarihi: 18 Şubat 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/18//haber,0F2799BBA75B4334B791964A4026D21D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.