kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
TARİHİ BİNADA GÖRÜŞTÜK .... Rusya Dişişleri Bakanı Lavrov'la Dışişleri Bakanlığı'nda görüştük. Bakanlık, Stalin döneminde yaptırılan ve "7 kız kardeş" olarak bilinen tarihi binalardan birinde...

Rusya Dışişleri Bakanı: Türkiye bizim ortağımız

MUHARREM SARIKAYA
MUHARREM SARIKAYA
"Türkiye bizim için en önemli ortaklardan biri" diyen Dışişleri Bakanı Lavrov, ABD ile arasında sorun olan füze sisteminin istemesi durumunda Türkiye'ye kurulabileceğini söyledi..
Dünyanın en güçlü iki ülkesinden birinin Dışişleri Bakanlığı'ndayız. Moskova'da Stalin döneminde yaptırılmış, şehir merkezinde bir füze gibi göğe yükselen sayısından dolayı "7 kız kardeş" olarak bilinen tarihi binalardan birindeyiz. Eski Arbat Sokağı'nın başındaki binada, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile son 1,5 yıl içindeki ikinci görüşmemizi gerçekleştiriyoruz. Lavrov, her zamanki gibi yoğun, ama bir o kadar da sakin tavrı içinde. NTV'den Murat Akgün, Radikal'den Murat Yetkin ile birlikte sorularımıza şu yanıtları verdi:

* TÜRKİYE ORTAĞIMIZ: Türkiye ile Ortadoğu, Irak'taki durum, İran'ın nükleer programıyla ilgili meseleler, Kıbrıs konusu sürekli olarak görüşmelerimizin, müzakerelerimizin, istişarelerimizin gündeminde oluyor. Karadeniz bölgesinde de önemli işbirliklerimiz söz konusu. Ticaret hacmimiz 23-25 milyar dolara ulaştı. Türkiye bizim için en önemli ortaklardan biri.

* SAVUNMAYI YAPAN SALDIRIYI HAZIRLAR: ABD, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da füze savunma sistemleri üsleri kurma planını açıklarken, bizimle istişareleri olmadı. Avrupa ve NATO'yla da istişarede bulunulmamıştı; NATO yeni tartışmaların içine çekilmeye başlandı. Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da kurulacak üslere onay vermesi için bu yapılıyor. Biz bu tür üslere gerek olmadığını ifade ettik. Çünkü üsleri kurma amacı Avrupa'yı İran'ın füzelerinden korumak olarak açıklandı. Ama İran'ın elinde bu menzile sahip olan füzeler yok. İran'ın ABD istihbarat raporlarınca da doğrulandığı gibi, nükleer silahı da yok. Ama bu radarları ve alıcıları Doğu Avrupa'ya yerleştirmek çok önemli bir altyapının bu bölgede kurulması anlamına geliyor. İran'ın iddia edildiği gibi silahları olmadığından, bu altyapı Rusya'nın Avrupa'ya yakın bölümlerinin ciddi anlamda denetim altında tutulması anlamına gelecek. Bu alıcılar, Rusya'nın çok önemli cephanelikleri açısından da bir tehdit olarak değerlendirilebilir. İşte tüm bu nedenlerle Sayın Putin, Münih'te yaptığı konuşmaya paralel olarak yapıcı bir alternatif sunma yolunu seçti. Azerbaycan'daki ve Rusya'daki radarları kullanmaktı. Moskova ve Brüksel'de bilgi paylaşımı merkezleri kurulmasını da önerdi. Kabul edilmedi.

KIBRIS RAPORU'NA DESTEK
* TÜRKİYE'DE KURULABİLİR:
Diyoruz ki füze savunma sistemi Türkiye'ye kurulsun; Türkiye bu ortak çabalara büyük katkı sağlayabilir. Türkiye'nin bu teklifimizi kabul edeceğini sanıyorum.

* NABUCCO ZOR: Türkiye ile enerji alanında ortağız. Türkiye'deki nükleer enerjiyle de şirketlerimiz ilgileniyor, işbirliğine hazırlar. Avrupa'da enerji güvenliği ve Türkiye ile Rusya'nın bu alanda oynayacağı role gelince şunu söyleyebilirim artık bu alanda günümüzün sloganı "ihraç yollarının çeşitlendirilmesi." Kuzey Akımı, Güney Akımı, Burgaz- Dedeağaç projelerinde hesaplarımızı ekonomik nedenlere göre yapıyor ve ortaklarımızla bu temelde ilişki kuruyoruz. Rusya'nın ilgilenmediği Nabucco ve diğer projelerde boru hatlarını dolduracak kadar doğalgaz ve petrol bulunabilecek mi?

* GAMBARİ'NİN RAPORUNA DESTEK: Kıbrıs ve Kosova benzetmesinde Sayın Putin'in verdiği mesaj uluslararası hukuk kuralları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını hazırlarken vardığımız mutabakatlara bağlı kalmamız gerektiğiydi. Kıbrıs konusunda BM kararları açıkça şunu söylüyor; Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler gönüllü olarak, dışarıdan herhangi bir müdahale olmadan devletlerini nasıl yapılandıracaklarını müzakere ederek bir çözüme ulaşmalı... Geçmişte bazı girişimler oldu ancak ne zaman taraflardan birinin görüşleri dikkate alınmadı, ne zaman taraflar arasında uzlaşmayı sağlayacak ilkelerden bir sapma oldu, Ada'nın birleşmesi çabaları ve BM kararlarını uygulama çabaları başarısız oldu. 2006'nın yaz aylarında Birleşmiş Milletlerin Ada'daki temsilcisi Sayın Gambari taraflarla görüştükten sonra bir rapor hazırladı. Bu rapor taraflarca reddedilmedi Ada'da yeniden umut ışığı doğdu. Mühim olan BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet görevi çerçevesinde müzakere sürecini yeniden canlandırmaktır. Konuyla ilgili taraflarla yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim Gambari'nin 2006'da sunduğu teklifler çerçevesinde ilerleme olasılığının mevcut olduğudur.

* IRAK: Irak'ta Maliki hükümetinin ulusal uzlaşma yolunda izlediği politikayı güçlü bir şekilde destekliyoruz. Irak'taki tüm önemli siyasi, etnik ve dini aktörler uzlaşma sürecine dahil edilmediği sürece ülkedeki mevcut sorunların tatmin edici bir şekilde çözülebileceğini düşünmüyoruz. Bugün Şiilerle işbirliği içinde olmak iyi olabilir, yarın Sünnilerle; bu iş böyle yürümez.

* TÜRKİYE'YE OPERASYON MESAJI: Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak açısından Kürt faktörü çok önemli. Biz kesinlikle bu ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Kuzey Irak'ta herhangi bir grubun da şiddet içeren faaliyetlerde bulunma girişimlerini kesinlikle kınıyoruz. Irak'taki mevcut güçlüklerin çözülmesinde güç kullanılmasından yana da değiliz. İtidal çağrısında bulunuyoruz.

* İRAN İÇİN TÜRKİYE İLE ORTAKLIK: İran'ın uluslararası atom enerjisi ajansı ile işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Bence AB, Çin, ABD ve Rusya, İran'ı müzakereler olmasa da müzakerelerin parametrelerini görüşmeye ikna edebilir. İran'ın nükleer programından kaynaklanan meseleyi herhangi birinin güç kullanarak çözmek isteyebileceğini düşünemiyorum. Bu kesinlikle kabul edilemez. Ankara'nın İran konusunda Rusya ile işbirliğini alkışlıyoruz. Bunun aktif olarak sürmesi taraftarıyız.

* BARIŞ SÜRECİNDE İRAN DA OLMALI: Orta Doğu'daki barış anlaşmalarına İran'ı da katmalıyız. İran da Ortadoğu Barış Süreci içinde olmalı.