YÜZYILLAR önce Hindistan'da kendilerine Roman diyen bir kabile yaşardı. Romanca (Romani) konuşurlardı.. Şeflerinin küçük bir oğlu vardı. Adı Çen.. Yörenin kralının bir gün bir kızı oldu. Kahinler, ülkenin bir gün istilaya uğrayacağını ve gelenlerin kralın kızını öldüreceğini söylediler.. Kral, kızını kurtarmak için bir çare buldu.. Gan adını verdiği küçük kızı, Roman şefine emanet etti..
"Bunu kendi kızın ilan et, öyle büyüt.. Senin değil, kralın kızı olduğunu, sadece sen, karın ve ben bileceğiz dünyada, başka kimse bilmeyecek" diye yemin ettirdi..
Çen ve Gan birlikte büyüdüler. Çen evlenme yaşına geldi, ama kendisine gösterilen dünya güzeli kızların hiçbirini beğenmedi. Garip bir hisle, kızkardeşi bildiği Gan'a yakın hissetti hep kendini.. Oğlunun sararıp solduğunu gören annesi, işin iç yüzünü anlayınca, yemini bozdu ve Çen'e "Gan'la evlenebilirsin, çünkü o senin kardeşin değil" dedi.
Çen Gan'la evlenince, Romanlar ikiye bölündü. Bu sırada kahinlerin dediği de olmuş, Makedonyalı İskender'in orduları Hindistan'ı istila etmişlerdi..
Romanların Çen ve Gan'ı destekleyenleri, onların peşine takılıp ülkeyi terk ettiler.. Kendilerine de Çengan dediler. Durumu öğrenen kahinler, istiladan sorumlu tuttukları Çenganları lanetlediler.. "Ayni yerde iki gece üst üste uyuyamayın. Ayni kuyunun suyunu iki defa içemeyin. Ayni nehri iki defa geçemeyin" dediler..
Göçebe Çenganlar önce Mısır'a yerleşti.. Orayı da Araplar istila edince bu defa Ermenistan'a göçtüler ve "Biz Mısır'dan geldik" dediler.. Mısır Egypt diye bilinirdi.. Ecip diye okunur.. Bu yüzden gelenlere "Mısırlı" anlamına "Cipsi/ Gypsy" dedi Ermeniler..
Orada da rahat edemediler ve sonunda Osmanlı İmparatorluğu'na taşındılar ve Osmanlılarla birlikte Rumeli'ye, en başta da Macaristan'a taşındılar..
Sonra Avrupa'nın tümüne yayıldılar. İspanya'da efsane oldular..
Bunlar Çingenelerin yarı efsane, yarı tarih geçmişleri.. Amacım size Roman, Çingene, Çigan, Gypsy sözcüklerinin nerden geldiğini anlatmak değil..
Çingenelerin efsanesinden çıkıp, Efsane Çingenelere gelmek..
1985 yılında dünyanın en ünlü Çigan Şef ve kemancılarından Sandor Jaroka'nın cenaze törenine 100'den fazla çingene müzisyeni sazlarıyla katıldılar ve çaldılar.. Öyle büyük bir yankı uyandırdı ki, bu müzisyenler bir daha ayrılmadılar ve dünyaca ünlü bir Çigan Orkestrası'na dönüştüler.. Efsane oldular.. O gün bugün, boş yok dünyayı dolaşıyorlar..
60 keman, 10 viyolonsel, 10 çello, 10 kontrbas, 10 klarnet ve 6 çembolin..
Müthiş, coşku dolu bir repertuvarları var.. Kendilerine özgü şarkıları.. Macar halk müziği.. Çardaş.. Brahms.. Liszt.. Macar dansları, rapsodileri.. Strausslar..
Gittikleri her yeri büyülediler..
10 yıl falan önceydi. İstanbul'a geleceklerdi.. Heyecanla bekledim, olmadı.. Bu defa oldu ama..
Budapeşte Çigan Orkestrası, hem de 2008 yılı repertuvarının dünya prömiyerini yapmak üzere yarın akşamdan itibaren TİM'de.. Gene Türker İnanoğlu başardı.. Pazara kadar her gece 21.00'de.. Pazar günü 15.00'te..
Müthiş, ama müthiş bir şölen olacak.. Sakın, ama sakın kaçırmayın, çok pişman olursunuz..
Bugünkü Tüm Yazıları
Romanlar efsanesi ve Efsane Romanlar!..
Yayın tarihi: 11 Aralık 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/11//haber,8A7D88BEB4844A848F58C0F3DA5DC164.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.