Böyle zamanlarda bilirim soğukkanlı davranmak, başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermek zordur. Bilirim, PKK'ya terör örgütü bile diyemeyen DTP'lilerle diyalog kurmak hiç de kolay değildir. Bu yüzden, pek çoğumuz, Ahmet Türk ve arkadaşları için
"Meclis'teki PKK'lılar" deme kolaycılığına kaçıyor. Oysa, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu hassas dönem, bizim, sıra dışı gayret göstermemizi gerektiriyor. Bütün siyasi partilere ve milletimizin bütün fertlerine sesleniyorum: Amaç, karşı kaleye gol atmak değil. Biz bir milli takım maçı oynuyoruz. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmemizin yolu, hoşgörüden ve
"empati"den geçer. Dikkat edin, sempati değil, empati diyorum. Birbirimizi sevmeyi başaramasak dahi, kendimizi, muhatabımızın yerine koyup, düşünmeyi öğrenebiliriz. Terör, sadece bir güvenlik sorunu değildir. 1990'lı yıllarda
"PKK Meclis'te" diyerek, Kürtlerin temsilcilerinden bir bölümünü yaka paça parlamentodan attık. Ülkemiz bundan bir yarar sağladı mı? Maalesef cevabımız kocaman bir HAYIR...
Yayın tarihi: 25 Ekim 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/25//haber,6D5A63D0C28D45DE9E68F859C1DC09AE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.