Aydın Doğan ve Çölaşan

Emin Çölaşan, çarşamba akşamı Kanal Türk'te, 5'inci Boyut'taydı. Çölaşan'ın iddialarını cevaplandırmak üzere, Aydın Doğan programa katıldı. Doğan'ın açıklamaları, Çölaşan'ın birçok iddiasını çürüttü.
" Emin kendisini dokunulmaz sayıyor ve Hürriyet'in yayın ilkelerine saygı göstermiyordu. Kendimi onun elinde tutsak gibi hissediyordum. Uyarılarımıza kulak asmıyor, kendisi gibi düşünmeyenlere ' hain' ve ' satılmış ' damgasını vuruyordu. İşten çıkarırsak aleyhte kampanya açacağını söylüyordu. Nitekim dediğini de yaptı".
Aydın Doğan'ın, " rakipleri silâh gibi kullanır " endişesiyle Emin'e katlandığını ben de duymuştum.
Emin Çölaşan, batık banka sahibi medya patronları aleyhine tek bir satır yazmamasını, karısının Danıştay Dava Daireleri Başkanı olması ve bu davaların o kurula gelmesiyle izah edince, Aydın Doğan, bir başka gerçeği daha gözler önüne serdi: "Sen, sürekli özelleştirmelerin aleyhine yazıyordun; belediyelerin aleyhine yazıyordun. Onlarla ilgili davalar da, eşinin bulunduğu mahkemeye geliyor. Senin batık banka sahibi gazete patronlarına vurmamanın tek sebebi, Babıali'de kendine açık kapı bırakma arzusuydu."
Uzan'ların bankasına el konulmasaydı, Çölaşan Star'a geçmek üzereydi.
Ayrıca, Doğan medya grubunda o kadar çok muhalif kalem var ki:
Tufan Türenç, Oktay Ekşi, Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, Yalçın Doğan, Melih Aşık, Güngör Mengi, Can Ataklı, Ruhat Mengi, Mustafa Mutlu, Mehmet Tezkan, Altan Öymen, Mehmet Ali Kışlalı'nın lehte tek bir satırına rastlamadım dersem yeridir.
Bu durumda, Çölaşan'ın " Hükûmet beni susturdu " iddiası, pek inandırıcı gelmiyor. Çölaşan belgeli konuşuyormuş, bu yüzden susturulmuş. Peki, tam da Melih Gökçek TGRT'de karşısına çıkmışken, neden, elindeki yolsuzluk belgelerini sıralayıp, Ankara Belediye Başkanı'nı anasından doğduğuna pişman etmedi de, Gökçek'in, "mal varlığını açıkla" çağrısı karşısında pısıp kaldı.?