Seçimlerden hemen sonra, daha fazla demokrasiyi ve daha geniş özgürlükleri konuşuyorduk. Şimdi ise, sınır ötesi harekâtın kapkara bulutları üzerimize çöktü.
Hükümetin, sadece PKK'yı hedef almasını yeterli bulmayan muhalefet partileri, MHP ve CHP,
Barzani güçlerine de gerektiğinde saldırılmasını savunuyor. DTP ise, diplomasiyi, sınır ötesi harekâtın önüne koyuyor.
2003 yılında, 1 Mart tezkeresine karşı çıkanlar
"Savaşa hayır" diyorlardı. Oysa o tarihte, Türk ordusu savaşmayacak, sadece Amerikan ordusuna topraklarımızdan geçiş izni verilecekti. Elbette, "
işgalci güç" ABD ile dayanışma içinde görünmenin büyük riskleri mevcuttu. İslâm dünyasında itibarımızı kaybetmek bir yana, terör eylemlerinin muhatabı haline de gelebilirdik.
Peki, dün, "
savaşa hayır" derken bugün, sınır ötesi harekâtta, Kuzey Irak'ın tümüyle hedef alınması gerektiğini söyleyenler, yaşadıkları çelişkiyi acaba izah edebiliyorlar mı?
AK Parti iktidarı büyük bir sorumluluk taşıyor. Çok zor bir kararın arifesinde. Ne aciz kalınmalı, ne de fazla atak davranılmalı; ne Türkiye'nin caydırıcılığı aşınmalı, ne de Türk ordusu bir bataklığın içine çekilmeli.
Bu arada,
"Bir an önce Kuzey Irak'a girilmelidir" diyenlere, bir sorumuz var: Acaba evlâtlarınızı gönül ferahlığıyla bu savaşa gönderir miydiniz?
Hamaset kolay da, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bıçak sırtında bir yerdeyiz.
Yayın tarihi: 18 Ekim 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/18//haber,F4585825DA4347ABAC1C6306871A7F0F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.