Fatih Altaylı bir internet sitesinde, dünkü yazıma cevap veriyor. Meğer beni, "
askerden akreditasyonum olmadığı" için değil de, "
asker düşmanı olduğum " için Sabah'a almamış. Bugün, ülkemizde akreditasyon vermeyerek bazı gazetecilerin
itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı andıçlara da yansımadı mı?
"Asker düşmanı" demenin "
akreditasyonu yok " demekten ne farkı var?
Akreditasyon uygulamasına, 28 Şubat döneminde, 1997 yılında başlanıldı. Askeri vesayete karşı çıkmak asker düşmanlığı değildir ama, kendisi gibi düşünmeyeni
"satılmış " ve "
vatan haini " diye suçlamaya alışık bir üslûp sahibinin, olayı bu şekilde yaftalamasını da yadırgamadım doğrusu.
Biz demokrasiyi savunurken, o, havayı daha da gerecek biçimde, askerin nabzına göre şerbet vermeye devam ediyordu. O tarihteki yazılarından sadece bir örnek:
"Şeriatçıları görüyor musunuz? Bu haysiyetsizlerin daha düne kadar düzenledikleri mitinglerde, bir tek Türk bayrağı bile yoktu. Şimdi bu şerefsizler ellerinde bayraklar meydan meydan dolaşıyorlar. Sizin pis emellerinizle örtüşmüyor o bayrak."
Yayın tarihi: 20 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/20//haber,BD4268E636A848B28942C742393DD2B4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.