Özgürlükler genişledikçe ve refah arttıkça, Kürt kökenli yurttaşlarımızın
"terörle alışverişi" zayıflıyor. 2007 seçimlerinde, milletin ve devletin bütünlüğünü temsil eden AK Parti, Demokratik Toplum Partisi'nden (DTP) fazla oy aldı. DTP de, aslında eskisine göre daha ılımlı. Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Şırnak ve Diyarbakır'daki eylemleri şu cümlelerle kınadı:
"Hiçbir siyasi amaç, bir tek kişinin akan kanından daha değerli olamaz; siyasetçiler el ele vermeli; akan kanın durması konusunda nihai bir sonuç elde etmeliyiz. Artık yeter diyoruz; ölüm, kan ve şiddeti görmek istemiyoruz. Bu topraklarda kardeşliği, barışı ve demokrasiyi yeşertmeliyiz." İyi, güzel de nasıl barışı yeşerteceğiz? Önce, tek taraflı olarak silahların bırakılması gerekmez mi?
Maalesef, Kürt meselesi, yanlış politikalar yüzünden bizim yumuşak karnımız haline geldi; güvenlik tedbirlerinin yanı sıra,
vatana aidiyet duygusunu güçlendirecek psikolojik bir ortam hazırlanmalı. Tabiböyle bir ortam, dağa taşa
"Ne mutlu Türküm diyene" yazmakla sağlanamaz.
Ayrıca, teröristle mücadele etmek üzere, askerliğini yapan erleri değil,
profesyonel timleri sahaya sürmeliyiz. Deneyimli teröristlere ana kuzusu erlerin kurban olmasına hepimiz gözyaşı döküyoruz. Profesyonel özel tim uygulamasına geçersek, akan kanın yanı sıra göz yaşı da azalacaktır.
Yayın tarihi: 9 Ekim 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/09//haber,9681E1D463AE4B4E9CBAE6058E40BBDF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.