kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Dolar dipteyse ihracat neden dorukta?

Dün ihracatın 100 milyar doları bulması nedeniyle tören düzenlendi. Böyle bir rakamın yakalanmış olması nedeniyle övünüldü.
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ile ihracat andı içerken ve bu televizyondan naklen verilirken 1.20 YTL'nin altına inen dolar, 2001 krizi sonrasının en düşük düzeyine gerilemişti. Kolay değil, arka arkaya üç yıl, hatta dört yıldır YTL değerliydi, aşırı değerli hale geldi. Ama ihracat hızını kesmedi. Bütün yakınmalara, ağlamalara karşılık rekorlar kırmaya devam etti.
- Bunun nedenlerinden biri, doların dış değerinin düşmesinden ve ihracatın da dolarla ifade edilmesinden dolayı hızlı artması. Parite etkisinden ve ihracatın daha çok Euro ile yapılmasından dolayı gerçek artış veya Euro bazında artış daha yumuşak düzeyde kalıyor.
- İhracatçı düşen kur karşısında rekabet gücünü korumak için yerli girdi kullanımını mumkün olduğunca azaltıyor. Dolarla satın alıp Euro'yla ihraç ediyor. İhracatçı sanayici, maliyet azaltma formülünü daha çok ihtahalata yönelerek buluyor. Bu nedenle aramalı ithalatı toplam ithalat içindeki yüzde 73 ile yüksek payını koruyor.
- Hatta 100 milyar dolarlık son bir yıllık ihracata karşılık sadece ara malı ithalatı ağustos itibariyle 114.4 milyar dolara yükselmiş. Buna tüketim ve yatırım malı ithalatını da eklediğimizde 156.9 milyar dolarlık toplam ithalata ulaşıyoruz. Sattığın bir, satın aldığın ise 1.5 misli.
- 100 milyar dolarlık ihracatla övünürken aslında ithalat bu düzeyi çoktan geçmiş, haberimiz olmamış. Hiç kimse de 100 milyar dolar geçildi diye kutlamadı. Hadi diyelim ithalat sevinilecek bir durum değil; o zaman niye kimse üzülmedi, eleştirisini ortaya koymadı?
- İhracatımız rekorda ama dış ticaret açığımız da rekorda. Ona bağlı cari işlemler açığımız da tarihi en yüksek düzeyinde. Bunda da ihracatın kendi ithalatını yaratması başrolü oynuyor. İster sanayinin ve üretimin yapısından deyin, isterse de kurun düzeyinden, ne kadar büyürsek, ne kadar ihraç edersek, o kadar ithal ediyoruz. Sonunda da yapısal bir açık çıkıyor ortaya.
- Dünkü törende keşke sadece ihracatın 100 milyar dolara çıkmasıyla övünülmeseydi, madalyonun öteki yüzü de gösterilseydi. İthalata bağımlılık ortaya konulsaydı. Düşen kurlara rağmen ihracatın nasıl olup da bu kadar arttığını biri çıkıp açıklasaydı.
- Dünyaya bir satarken 1.5 satın almak başarı değildir. Hatta sattığın toplam maldan daha fazla ara malı ithal etmek hiç değildir. Cari açık bu ekonominin en önemli sorunuysa buna yol açan en önemli neden de ihraç ettiğimizin 1.5 mislini ithal etmemizdir. Dış ticaret ekonominin yumuşak karnı olduğu gibi, hükümetin de en çok ev ödevi yapacağı alandır.
- Sonuç- "Yaramızı kendi elimizle deşeriz." Goethe