Eh bravo yani! "Hayrünnisa Gül'ün türban modernizasyonunu Atıl Kutoğlu yapacakmış" diye ortalığı ayağa kaldırdık. Ne Sophia Loren kaldı ne Catherine Deneuve... Loren'in başörtülü fotoğrafları ile günlerdir gazeteleri ve televizyonları meşgul ediyoruz. Kendimi bu sefer bu işin dışında tutuyorum çünkü aslında yıllar önce gerçekleşen Kutoğlu-Gül buluşmasına tanık olduğumu ayrıntılı bir şekilde yazdım. Hatta Hayrünnisa Gül'ün amacının türbanı değiştirmek değil, gardırobunu ünlü modacıya emanet etmek olduğunu da yazdım. Uydurma yok ki, gerçek buydu.
Ama biz gerçeklerle ilgilenmiyoruz değil mi? Herkes aklına geleni yazdı, çizdi. Atıl Kutoğlu da aslında kendisine sorulanları samimiyetle cevapladı. "Nasıl bir tarz düşünüyorsunuz?" dediler, o da hayalini anlattı. Belki bu hayali oluştururken meselenin ne kadar yumuşak karın olduğunun farkına varabilseydi böylesine rahat cevap vermezdi. O sanki ünlü birini ya da herhangi bir lider eşini giydiriyormuşçasına kendi sanatını anlattı. Oysa giydireceği kişi Köşk'e türbanıyla çıkacak olan Hayrünnisa Gül'dü. Atıl, farklı düşünce tarzı, iyi niyeti yüzünden maalesef Sophia Loren'li örneklerin nereye varacağını hesaplayamadı. Medya bu saflığın üzerine atladı. Köpürttükçe köpürttü. Sonunda Gül cephesinden yalanlama geldi.
Meğer Hayrünnisa Gül ile Kutoğlu 4 yıldır görüşmüyormuş. GÜ-NAY-DIN! Biz ne demiştik? Elimizi kadının türbanına uzatıp, türlü şekillere soktuğumuz yetmiyormuş gibi bugün de "
Yalanlama niye bu kadar gecikti? " derdine düştük. Aslında ima başka. Haber doğruydu ama tepki alınca yan çizdiler hesabı!
Zaten bizdeki acayiplik burada. Birileri oturup bir şey yazıyor, siz eğer haberin yanlışlığını kanıtlamazsanız haber doğru kabul ediliyor. Nasıl yani? Lider ve eşlerinin sabahtan akşama kadar kendileri hakkında abuk sabuk kalem oynatanları yalanlaması mı gerek? Kalem oynatana ne oluyor? Özür bile dilemiyor.
Bu arada,
"Gül çiftinin kızının düğünü Cumhurbaşkanlığı seçimi yüzünden ertelendi" teorisini ortaya atanlara yine kötü bir haberim var. Hiç ilgisi yok! Gül çifti müstakbel dünürlerinin hastalığı yüzünden bir türlü düğünü gerçekleştiremiyor. Yani aile bir yandan Köşk krizi yaşıyor, bir yandan da kızlarının müstakbel kayınpederinin sağlık durumuyla uğraşıyor. Buna ne dersiniz? Yoksa size de mi yalanlama gelmemişti?
Yayın tarihi: 24 Ağustos 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/24//haber,B6E3F64F1F9840D3A350D2657A67CA5E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.