Geçen hafta küresel piyasalarda ve aynı anda Türkiye piyasalarında başlayan kötüleşmenin adını
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz koydu: İngilizce "non incomes, non jobs, non asset" kelimelerinin baş harfinden oluşan "ninja". Yani "gelir yok, iş yok, varlığı yok" krediler sorunu. Bu sorun zaten gündemdeydi. Ama geçen hafta ABD'de haziran ayı konut satışlarının yüzde 6.6 düşmesi ve riski yüksek konut kredilerine yatırım yapan büyük fonlardan bir kaç batış haberi gelmesi sorunu yeniden alevlendirdi. Buna bir de son zamanlarda piyasaların yeni rekorlar kırması ve kâr realizasyonu için uygun ortamın oluşmasını da eklemek gerekiyor.
-
Riskten kaçış- Salı gününden itibaren hemen hemen bütün piyasalarda negatif trendler ortaya çıktı. Risk alma iştahı süratle azaldı. Risk endeksi VIX yüzde 23.36 değeri ile geçen yıl ortasında yaşanan güçlü dalgalanma sırasındaki düzeyinin sadece 2 puan altındaydı. Bu oran bir süredir yüzde 10 civarında seyrediyordu.
Riskten kaçışın bir sonucu olarak hisse senedi borsalarında yüzde 810'lara varan düşüşler meydana geldi. Carry trade pozisyonların da kısmen kapatıldığını Japon Yeni'nin değer kazanmaya başlamasından görüyoruz.
Türkiye piyasası yine en çok değer kaybeden piyasalardan biriydi.
-
Daha güçlü bir dalga- Riskten kaçan para sığınak olarak en güçlü ülkenin en güçlü kağıdını seçti. Bu nedenle ABD 10 yıllık Hazine tahvilinin faizi yüzde 5'in altına inerek yüzde 4.76'ya, 30 yıllık tahviller de yüzde 4.95'e geriledi. Salı uç verip çarşamba yaygınlaşan kötüleşme perşembe günü doruk noktasına çıktı, cuma da hız keserek devam etti. Müthiş olumlu bir eğilimin ardından gelen bu satış dalgasıyla sanki bazı piyasalarda kıyamet koptu.
Bu dalgalanmanın haziran ayının ilk haftasındakinden daha güçlü ve büyük boyutlu olduğu görülüyor. Belki bu yılın ilk dalgalanması olan şubat sonumart başındaki dalgalanmayla benzerlik de kurulabilir. Eğer bu haftadan başlayarak durulursa.
-
Türkiye'ye etkisi kuvvetli- Türkiye piyasası bu dalgaya pek çok piyasa gibi, iyimserliğin doruk noktasında yakalandı. Çünkü genel seçimden tek başına iktidarın çıkmasıyla ekonomi ve piyasalar 45 yıllığına kendilerini siyasi istikrarsızlıktan kurtarmıştı. Aslında seçim sonucu aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimi düğümünü de büyük ölçüde çözmüştü. Bu nedenle iki önemli risk piyasaların gündeminden düşerken Türkiye'de son bir yılda aleyhine oluşan küresel piyasalarla performans farkını kapatmaya yönelmiş ve daha fazla prim yapar hale gelmişti. Bu nedenle küresel dalganın Türkiye etkisi de kuvvetli oldu.
-
Borsa yüzde 10 düştü- 58 Haziran tarihlerinde görülen dalgada borsa yüzde 6.9 değer kaybederken dolar da yüzde 4 artmıştı. Bono faizi artışı ise yüzde 0.75 düzeyinde kalmıştı.
- Bu kez borsadaki düşüş salı günü seans içinde 56.310 puandan cuma günü 50.645'e kadar devam etti ve yüzde 10.7'yi buldu. Dolar bazındaki endeksin düşüşü kur değişiminin etkisiyle 4.55 cent'ten 3.88 cent'e kadar sürdü. Buradaki düşüş yüzde 14.7 düzeyine vardı. Borsadaki yabancı payı yüzde 72.13'ten yüzde 71.89'a indi.
- Bono faizi yüzde 17.18'den 18.12'ye kadar çıktı ve 0.94 arttı.
- Dolar 24 Temmuz'da 1.2361'den 27 Temmuz'da 1.3295'e çıktı ve yüzde 7.5 arttı.
-
Krize ne kadar yakınız?- Geçen hafta ortaya çıkan bu eğilim sürer mi? En azından hemen düzelme oymayabilir. Artçıları gelebilir. Bu iyimser koşullarda böyle.
Kaldı ki, küresel kredi piyasasına ilişkin endişeler artma eğilimini koruyor. Bu anlamda önümüzdeki günlerde açıklanacak verilere ve yaşanacak olaylara bağımlılık da son derece artmış durumda. Bir iki fonun daha battığına yönelik haberler ve duyumlar karamsarlığın devamını getirebilir. Satışlar artabilir. Haftanın ilk günü bu açıdan da önemli. Geçen haftaki kayıpların üzerine ilk günden yeni ilavelerin olması halinde toparlanma daha zorlaşabilir, en azından daha uzun zaman alabilir. Bu açıdan belki de küresel piyasaların eğilimini ve hassasiyetini en iyi yansıtacak sözü geçen hafta Moody's'in şef ekonomisti Mark Zandi söyledi:
"Global likidite krizinden bir hdge fonu çöküşü uzakta olabiliriz." Hatırlatalım, her hafta zaten bir kaç hadge fon iflas ediyor. Kısa vadedeki gelişmeler bu kadar kritik ve belirleyici, aynı zamanda öngörülmesi de zor.
- Sonuç- "Talih yardım eder gibi görünürken felaket köşe başında bekler" Rus Atasözü
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/30//haber,3A138C706EBB482D82B44B50CA3B0DF3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.