Türkiye ekonomisinin ve finansal piyasalarının önünde iki önemli risk vardı. 22 Temmuz'la bu risklerin biri tamamen geride bırakıldı. Gelecek 4 yıl için siyasi istikrarın devamı sağlandı. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki belirsizlik veya risk de önemli ölçüde azaldı. Hem iktidar partisinin tutumu hem de seçimden çıkan sonuçlar nedeniyle. Artık muhalefet sonbaharda ikinci bir seçimi göze alamayacak durumda. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden de AK Parti'nin bazı dersler çıkardığına yönelik işaretler geliyor. Zaten bu konudaki riskin boyutunu en geç eylül ayında göreceğiz. Çok kolaylıkla aşılabilecek bir eşik de olabilir, yeni bir sıkıntı kaynağı da.
Ancak ekonominin ve piyasaların üzerindeki çifte belirsizlikten en azından tek belirsizliğe, hatta onun da altına indiğimiz söylenebilir.
-
Ertelenmiş talep devrede- Bu iki belirsizlikten dolayı hem reel ekonomi hem de finansal piyasalar belli bir baskı altındaydı. Bu anlamda geciktirilmiş bir talebin, ertelenmiş yatırımların ve tüketimin varlığından bahsedilebilir. Seçim geride kaldığına göre ertelenmiş talep ve yatırımlar devreye girebilir. Nitekim seçim sonrasında Türkiye'ye yönelik yabancı sermaye girişi hızlandı. Kapıda bekleyen bu fonlar içeriye girmeye başladı. Bu nedenle dolar kuru dün 1.23 YTL ile son altı yılın en düşük düzeyine indi. 2006 dalgalanmasında ulaştığı en yüksek 1.775 düzeyine göre düşüşü de yüzde 30'u buldu.
Ertelenmiş bu yatırım ve tüketim talebi devreye girdikçe dışarıdan fon girişinin devamı bekleniyor. Dolayısıyla döviz bolluğunun da devamı. Bu durumda kurlar daha da baskı altında kalmaya devam edecek demek.
-
Merkez'in açıklaması- Merkez Bankası bu durumu daha fazla seyredemedi. Günlük döviz alımlarını dün 45 milyon dolardan 120 milyon dolara çıkardı. Bunu yaparken de
"Ülkemize yönelik sermaye girişlerinin güçlü olmaya devam edeceği ve yurtiçi yerleşiklerin döviz tevdiat hesaplarını artırmada geçmiş dönem kadar istekli olmayabilecekleri, dolayısıyla döviz arzının döviz talebine kıyasla giderek artacağı düşünülmektedir" ifadesini kullandı.
Önceki gün de son Para Kurulu Toplantı özetini yayımlayan Merkez Bankası
"Yılın son çeyreğinde faiz düşüreceğim ama talep artışını görürsem bundan vazgeçerim" mesajını verdi.
-
Sıkıntılı durum- Merkez Bankası uygulanan seçim ekonomisinin etkisinden ve enflasyonist beklentilerin hedefle uyumsuzluğundan dolayı faiz düşüşüne hemen gitmiyor, gidemiyor. Ancak faizi yükselten riskler de seçimle ortadan kalktı. Doğal olarak bu durumda reel bir faiz artışı meydana geldi. Çünkü döviz bozdurarak faize yatırımın getirisi arttı. Bu da bizzat portföy yatırımlarını daha çok teşvik ediyor. Madalyonun bu yüzü faizin hemen düşürülmesini gösteriyor.
Ama madalyonun öteki yüzünde hem toplam talebin kontrolü yoluyla enflasyonla mücadele hem de cari açığın kontrol altına alınması için, değil faizi düşürmek faizi artırmak gerekiyor. Merkez Bankası sonbaharda talep artışını görürse faizleri yükseltebilecek mi? Ortada sıkıntılı bir durum var. Devam edeceğim.
- Sonuç- "Aynı anda hem sola hem de sağa ilerleyeceğiz" Jerry Brown
Yayın tarihi: 25 Temmuz 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/25//haber,1D26E1531F624D74B21BF3EBF5A956C6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.