Her seçimden olduğu gibi bu seçimden de bir sürpriz çıkacaktı. Bu da, iktidar partisinin beklenenden yüksek oy alması oldu. Bu açıdan önümüzdeki 4 yıl için hükümetin herhangi bir mazereti olmayacak. Ne ucu ucuna bir çoğunluk ne de koalisyon zorluğu yok iktidarın. Bu da sonuç alıcı icraatlara imza atmaları gerektiğini ortaya koyuyor. AKP'nin işi daha zorlaştı. Koşmaya devam edecek.
Seçimden öyle bir sonuç çıktı ki, cumhurbaşkanlığı seçimi ve anayasa değişikliği konusunda iktidarı uzlaşmaya zorlarken 4 yıllık dönemi rahat geçirecek iyi bir Meclis çoğunluğu sağladı. Seçmen Ak Parti'ye 340 milletvekiliyle Meclis'e göndererek iki güçlü mesaj verdi: "Siyasete, dışarıdan müdahale etmeyin, ben çözerim. Cumhurbaşkanı seçerken de uzlaşın. Onun için 367 yerine 340 milletvekili veriyorum."
-
İlk test cumhurbaşkanlığı- Bu açıdan ilk kritik test noktası cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Zaten 367 sağlanamadığı için uzlaşma gereği ortada. Ama son seçimden alınan güçle yeniden uzlaşmaz bir tutuma gidilirse, AK Parti'nin ikinci dönemi zaten gerilimli başlayacak demektir. Bu gerilim de 20 ay sonraki yerel seçimlere kadar devam edebilir ve o seçim sonuçlarını da etkileyebilir.
AK Parti'nin siyasal açıdan ikinci döneminin başarılı geçip geçmeyeceğini uzlaşmacı bir tutum takınıp takınmayacağına bağlı olacak gibi. Uzlaşmacı tutumla yoluna devam ettikçe siyasi açıdan önünde bir engel gözükmüyor.
-
Ekonomiye küresel etki- İkinci AK Parti dönemi ekonomik açıdan tam olarak küresel piyasaların hakimiyetinde başlıyor. Dünyadaki likidite bolluğu ve risk alma iştahının yüksekliği yanında Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarı yakalamasının sonucu olarak dolaşımdaki bonoların yaklaşık yarısı, borsanın yüzde 72'si yabancılara ait hale geldi. Bu payla yabancılar finansal piyasalarda başrol oynuyor. 30 milyar doları aşan yıllık cari açığın finansmanı ve beklentilerin yönetilmesi açısından Türkiye'nin dış sermaye girişine hassasiyeti arttı.
-
Dış etki daha artabilir- Yurtiçinde iki büyük siyasi belirsizlikten birini 22 Temmuz'la geride bıraktık. Bu seçimlerde iktidar partisine verilen oy aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimi düğümünü çözmeyi de kolaylaştırdı.
Yurtiçi siyasi riskler azaldığına göre ekonomi ve piyasalar için yurtdışı daha belirleyici hale gelebilir. Özellikle de yurtiçi siyasi ve ekonomik gelişmelere daha duyarlı olan yerlilerin katılımıyla Türkiye'nin küresel piyasalarla paralel hareketi sağlanabilir. Yani ikinci dönemde küresel piyasalara ekonominin bağımlılığı daha artabilir.
-
Yol ayrımı mı?- Bu açıdan AKP'nin ikinci dönemi "ince ayar" yapılmaya aday. Büyük ayar birinci dönemde ve global piyasalar tarafından yapıldığı için, hükümetin önünde seçimden dolayı bozulan bütçeyi toparlamak ve enflasyon beklentisini düşürmek duruyor. Beklentilere paralel dışarıdan sermaye girişi artabilir. Bu da döviz kurları üzerinde baskı yaratabilir. Beklentiler iyileştiği için yatırım, üretim ve tüketim artışı ithalat ve cari açık artışına dönüşebilir. Bugünkü küresel koşullarda herhangi bir finansman zorluğu yok. Ancak yüksek cari açığın Türkiye'yi küresel dalgalanmaya en açık ülkelerden biri haline getirdiği açık. Bu açıdan yeni hükümet mevcut duruma razı olmakla yeni önlem almak arasında bir yol ayrımına doğru yaklaşıyor.
-
Hükümetin tercihi- Eğer cari açık ve enflasyon kontrol altına alınmak istenirse ekonomi soğutulmak, bir anlamda yüksek faizle vergilerle veya her ikisi birden kullanılarak talebin dizginlenmesi yoluna gidilebilir. Bunun büyüme üzerinde negatif etki yapacağı beklenmeli. Bu da arka arkaya yüksek büyüme yıllarına ara verilmesi anlamına gelebilir. Belki eksiye geçmeyiz ama daha makul düzeylerde büyümeye razı olmamız gerekebilir. 2009'da yerel seçimler öncesinde hükümet ekonomiyi yavaşlatarak daha güvenli bir yolda mı, yoksa mevcut durumu koruyarak tehlikelere açık bir yolda mı ilerlemeyi tercih edeceğini bekleyip göreceğiz.
- Sonuç- "Genel seçimler bittiğinde kölelik başlar " John Quincy Adams
Yayın tarihi: 24 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/24//haber,DA359CBD121241E9B6B534F847374AFA.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.