Japonya'da bir bakan intihar etti. Bakanlığın harcama kalemlerinde yolsuzluk yaptığı iddiasıyla istifası isteniyormuş. Öldüğü gün mecliste ifade verecekmiş. Peki yolsuzluk miktarı ne kadar?
Fark eder mi? Aslında etmez ama yine de söyleyelim: 236 bin dolar.
Üstelik bu Japon bakanın ilk yolsuzluk vakası da değilmiş. Daha önce de bir işadamının yaptığı bağışta skandala adı karışmış. Peki o zaman ne yapmış? Çıkıp bağıştan haberi olmadığını söyleyip, özür dilemiş ve söz konusu meblağı geri ödemiş.
Japon Bakan Matsuoka 62 yaşındaydı. Arkasından gözyaşı dökecek bir de ailesi vardı.
Şimdi hepinizin aynı şeyi söyleyeceğine eminim:
"Helal olsun bu Japonlara! Adamlar adı yolsuzluğa karışınca gururlarına yediremiyor, intiharı seçiyor. Ancak ölümün üstlerine düşen gölgeyi temizleyeceğine inanıyorlar." Hatta çoğunluğun aynı cümleyi kullanacağını bile biliyorum.
"Biz de olsa... Ohooo! Hiçbir siyasetçi hayatta kalamazdı." Sahi bu mudur? Yani yapılan yanlışın cezası ölüm mü olmalıdır? Sakın yanlış anlamayın, yolsuzluğa bulaşanları, para çalan siyasetçileri ya da güçlerini kendi çıkarları için kullananları savunuyor değilim. Hatta lanet okuyorum hepsine, Türk siyasetini bu hale getirdikleri için.
Artık bir adamdan bahsederken "En azından çalmadı" diyoruz, düşünsenize... Hırsızlık yapmamak bir erdemmiş gibi...
Olması gereken odur zaten. Çalmak ne demek? Ama yine de intiharı seçmek düşündürüyor beni.
İnsan doğasında her şeye rağmen hayatı devam ettirmek vardır. İntiharı seçen ise mücadeleden vazgeçmiş demektir. İntihar sağlıklı bir insan davranışı değildir. Japonya'nın, intiharın onurlu bir davranış olarak kabul edildiği ve desteklendiği bir ülke olduğu gerçek. Ama ben yine de "Helal olsun bizimkiler örnek alsın" demeden önce durup biraz düşünmek gerek diyorum.
Geçenlerde Hıncal Ağabey, hata yapmak üzerine oldukça ilginç bir yazı yazmıştı.
"Hatalarım olmasaydı bugünlere gelemezdim" diyordu. Katılıyorum. Hatalardır insanı insan yapan. Ama kantarın topuzu kaçmadan.
Ne hata dönülmeyecek gibi olsun, ne de cezası ölüm! NOT: Antalyaspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, takımı 2. lige düşünce intihara kalkışmış. İçim hop etti. Onun gibi hayat dolu, enerjik bir adamın böyle bir işe kalkıştığına inanmak istemiyorum. Yazıyı bitirdiğimde, Vural, Gürcan Bilgiç'in bir sorusu üzerine yaptığı "Evet intihara kalkıştım" açıklamasını "Şaka yaptım" diye yalanlamıştı. Umarım şakadır!
Yayın tarihi: 30 Mayıs 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/30//haber,A82E5650D7E94F6B80CE1CC6FD58BF3C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.