17 aylık bebeğin defalarca tecavüze uğradığı öğrenildi. Bütün Türkiye'nin nefesi kesildi. Lanet okuduk ne yalan söyleyeyim. Dünyada böylesine bir kötülüğün var olmayacağına inanmıştık oysa ki. Kim tersine inanmak ister ki? Kalbimiz yaralandı, ruhumuz çizildi.
Ancak birkaç gün sonra, "Münferit bir olaydır canım" diye geçiştirebildik. Vicdanımızın sesini bastırdık.
Sonra "Rögara düşen minik kız öldü" haberi geldi. Öyle çok olmadı babasının kucağında minik Dilara'nın cansız bedenini göreli. Hepimizin içi acıdı, ağladık gizli gizli. İsyan ettik önümüze gelene... Günah keçisi aramaya kalktık. Birileri seçildi ama tatmin olmadık. Her yağmurda gözlerimiz de nemlendi. Bitmedi! Ara bile vermedi!
"Çoğunluğu çocuk olan 33 kişi trafik kazasında öldü" tarzı cümlelerle verdi gazeteler korkunç haberi. İzmir'den yola çıkmış, Peri Bacaları'nı görmeye gidiyorlardı, neşe içinde. Star gazetesi
"2A sınıfı cennette öğretmenim" diye bir başlık atmıştı.
Yine başkaldırdık. Suçlu aramaya giriştik.
Geçenlerde TV'de bir haber. Aileler Toplu Konut evleri için sıraya girmiş. Anne ile röportaj yapan muhabir, soruları bittikten sonra miniği göstererek "Çocuk sizin mi" diye sordu. Densiz soru anneyi afallattı afallatmasına ama ekran başındaki benim de aklımı başka türlü yerine getirdi. Çocuklarımızı önemsemiyoruz biz! Çocuklarımızı koruyamıyor, sahip çıkamıyoruz. Her olayda timsah gözyaşları döküp, bir sonraki nedir diye bakıyoruz!
Çocukların geleceğimiz olduğunu unutmuşuz! Birey gibi değil eşya gibi davranıyoruz. Ondan sonra miniğin önünde soruveriyoruz "Çocuk sizin mi?" İsmi nedir, ne düşünür, ne hayal eder? "Geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklar" cümlesi sadece beylik laf mıdır?
Önümüzde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı var. Zaten bayram cumhurbaşkanı tartışması arasında kaynayıp gidecek. Yine birkaç çocuğu belki de hiç meraklı olmadıkları koltuklara oturtacağız. Atatürk, çocukları nasıl severdi konuşmaları yapacağız. Kusura bakmayın ama hepsi laf! Şov sadece. Biz çocuklarımıza yeterince sahip çıkamıyoruz! Çocuk bayramının ruhunu bile anlamış değiliz!
İstanbul mitingi 29 Nisan'da Türkan Saylan aradı.
"Çocuklarımızın geleceği için yürüyoruz" dedi. Ankara'daki mitingin aynısı 29 Nisan Pazar günü Çağlayan'da düzenlenecek! Bakalım 25 Nisan'dan sonra mitinge gerek kalacak mı?
Kimse kusura bakmasın.
Uzaklarda bir yerlerde ufak tefek bir kız... Elinde Türk bayrağı ile zafer turu atıyor... Ve biz uyuyoruz!
Yayın tarihi: 20 Nisan 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/20//haber,CEF590E73FE54529930093F6F96C0DF4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.