Nasıl gaz veriyor çevrem.. Okurlar.. Seçim rayına da oturduk ya, ille de siyaset düşünmeli, siyaset yaşamalı, siyaset yazmalıymışım..
Hayır!..
Ben siyasetten nefret ediyorum. Çok mecbur kalmadıkça da yazmıyorum.. Türkiye'de dünya rekoru köşe yazarı var.. Bine yakın.. Hemen hepsi siyaset yazıyor, vatan kurtarıyor.. Yaşamın başka yanlarını, başka lezzetlerini izleyen yazanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez.. Bunlardan biriyim ben.. Aslında siyaset girdabında boğulma hakkım da yok gibi geliyor..
Yaşamın lezzetlerini yaşamaya ve yazmaya kararlıyım, kimi kandırabilirsem ona da yaşatmak, yaşama olanağı olmayanlara da anlatmak için.. Kimse kusura bakmasın..
Arena'daydım çarşamba akşamı.. Sevgili dostlarım Cüneyt Ortan, Ahmet San, Elif Dağdeviren ve Ahmet Kunt'un İstanbul'a kazandırdıkları harika mekanda..
Peppino Di Capri vardı.. Yaşı benimle eşit.. Üniversite çağlarımızda onun şarkılarıyla ne aşklar yaşadık.. Plaklardan ezberledikten yarım asır sonra, kendisinden canlı dinlemek nasıl nostaljik bir mutluluk oldu.. Lune Caprese.. Roberta.. Melancolie.. Daha neler neler.. 2 saat çaldı söyledi.. Hala ne ses, ne nefes?.. Benimle yaşıt.. İşte hala genç olduğumuzun bir başka kanıtı.. Peppino'yu bu ülkeye tanıtan iki adamdan Sezen Cumhur ordaydı da, hala onun şarkılarını söyleyen Ali Kocatepe yoktu.
Arena tüm bir geceyi geçirecek yer olmuş..
Giriş bir piknik alanı.. Piknik masalarının etrafı, kahve çeşitleri (Ren Cafe ve hem de nasıl cici kızları) kumrucular, mısırcılar..
"15 dakika kaldı, 10 dakika kaldı" anonsları olmasa bırakıp içeri girmek istemezsiniz.. Karar verdim, bir daha erken gideceğim, yedi buçukta falan..
Konser alanı İstanbul'da benzersiz.. Her türlü masrafı etmişler.. Konser sonrası bu defa "After Party" için kapalı mekan.. Şutte sandviçlerinden pizzalara acıkan mideler için snacklar dahil, aklınıza ne gelirse, disco müziği ile.. Geceyi paldır küldür bitirmenin alemi yok yani..
Nasıl güzel bir gece yaşadık, nasıl bitsin istemedik anlatamam..
Hemen yerimi ayırttım, Cüneyt'i sıkıştırıp.. Aşkın ve erotizmin en güzel dansı Tango'nun ünlü guruplarından Tango Seduccion üç gece burada..
Dünyaca ünlü Arjantinli dansçı Gustavo Russo deyim yerindeyse bir Tango Tiyatrosu getiriyor Buenos Ayres'ten İstanbul'a.. İlk defa konulu bir danslar dizisi.. Gülümseterek başlıyor, klasik dansla devam ediyor ve müthiş bir erotizmle bitiyor.
Perşembeyi kaçırdık. Aspendos'tayım ya, Mario Frangulis için.. Cumartesi tangodayım, mutlak..
Ününü çok duyduğum bu müthiş gurubu Arena'da izlemek harika olacak. Kaçmaz inanın.. Pazartesi İstanbul festivalini bu defa açıyorum kısmetse.. Geçen pazartesi Romen Diva Angela Gheorgio ile başlayacaktık, hastalandı, ertelendi. Bu pazartesi Viyana Klasiklerini seçtim bende kişisel açılışım için. Neden seçtim.. Ferhan ve Ferzan Önder kardeşler, Salzburg Mozerteum Orkestrası eşliğinde, Mozart'ın 2 piyano için konçertosunu çalacaklar da ondan. Türkiye'nin uluslararası gururu bu kardeşler.. Programda ayrıca Mozart'ın 36, Beethoven'in 7 nolu senfonileri de var.. Aya İrini'de..
Bugünkü Tüm Yazıları
Yaşamın lezzetlerinden geçemem!..
Yayın tarihi: 8 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/08//haber,D56B75007D4A4ED4841040499295C9E6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.