Son günlerde en çok yöneltilen iki soru var.
İlki, Anayasa değişikliği çabasından sonuç çıkıp çıkmayacağı.
İkincisi ise merkez sağ ve soldaki bütünleşme ve ittifak çabaları...
Anayasa değişikliğinin nasıl sonuçlanacağını kestirmek olası değil.
Bütünleşme çabalarındaki durum ise biraz karmaşık...
Merkez sağdan başlarsak...
DYP ve Anavatan liderlerinin
"DP çatısı altında bütünleşme kararının" açıklandığı toplantıdaki heyecanda erime var.
Her ne kadar liderlik düzeyinde bu görülmese de bir alt kademeye inildiğinde, hemen fark ediliyor; herkes birbirini kolluyor.
Bunun en iyi örneği, çatısı altında bütünleşmek istedikleri DP konusunda yaşanan gelişmede...
Anavatan, DP'nin isim hakkının kendisinde bulunduğunu, herhangi bir yasal sıkıntının olmadığını söylüyor.
Hatta, DP'nin yıllık hesaplarının incelenmesinde Anayasa Mahkemesi'nin kendilerini muhatap aldığını belgeleriyle koyuyor.
DP'yi kim kurdu? Buna rağmen, iki partinin yetkilileri işi sağlama almak için konunun hukuki uzmanına gidip görüş almış.
DP'nin siyasi parti olarak İçişleri Bakanlığı'nda kaydının bulunmadığı anlaşılınca şu karara varılmış:
"Bir sorunla karşılaşmamak için, iki partiden eşit sayıda kişinin katılımıyla İçişleri'ne DP'nin kuruluş başvurusunu yapalım..." Anavatan, evraklarını hazırlamış, DYP'den liste beklemiş; önceki akşam mesai bitimine kadar DYP'den ses çıkmamış.
Tam mesai bitiminde de bir grubun DP'nin kuruluş başvurusunu yaptığı haberi gelmiş.
İddiaya göre son dakikada DP'nin kuruluş başvurusunu yapanlar bir başka partili Büyükşehir Belediye Başkanı'nın eski danışmanları...
DYP lideri
Mehmet Ağar dünkü sohbetimizde isim vermedi ama AKP'yi ima ederek
"Bu bizden korkularının büyüklüğünü gösteriyor" dedi.
DYP'den
"Önemli değil, biz de 'Birleşik DP' diye kurarız" telkinleri yapılsa da Anavatan'da burukluk var.
Diğer sorun DYP lideri Ağar'ın
Mesut Yılmaz'a,
"Mumcu eskilerin aday yapılmasını istemiyor; bağımsız aday olun" mesajı...
Ağar iki gündür Yılmaz'a yakın isimleri teskin etmek için uğraşıyor.
Anavatan'dan tepkiyi yatıştırıcı bir sesin çıkmaması da DYP'lileri rahatsız ediyor.
Bütün bunlara rağmen, iki partinin çıktığı bütünleşme yolundan geri dönüş olasılığı görülmüyor.
CHP-DSP cephesi Seçim ittifakı temasları süren CHP-DSP cephesinde ise gözler,
Deniz Baykal-Zeki Sezer'in yarınki muhtemel görüşmesine çevrilmiş.
DSP hem parti içi muhalefeti kollama, hem de seçime girecekleri CHP listesinden gözükecekleri yerlere koydurma çabasında...
CHP ise
"DSP'nin makul taleplerle" gelmesi beklentisinde...
Karar yarınki BaykalSezer görüşmesine kalmış gibi...
Bayrak bütünleşmesi Sağ ve solda bunlar yaşanırken, seçim meydanlarının rengi ve bayrağı da belli oldu.
Görülüyor ki bu seçimde miting meydanlarını, parti bayrakları yerine Türk bayrağı süsleyecek.
Her ne kadar TOKİ anahtar teslim töreni adı verilse de dün AK Parti'nin Erzurum'daki ilk seçim mitingiyle de bu ortaya çıktı.
Bu noktaya Tandoğan ve Çağlayan'ın ardından bugün İzmir'de yapılacak olan
"Cumhuriyet mitinglerinde sadece Türk bayrağı" taşınması yol açtı.
Hükümet de dünkü mitingini Türk bayrakları ile donatarak
"Ben de sahibiyim" mesajını gönderdi.
Türk halkı, resmi bayramlarda devlet dairelerinde, asker gönderirken terminallerde buluştuğu, kutsal gördüğü için de sandığının bir kenarında tuttuğu bayrağı ile meydanda bütünleşti.
Yayın tarihi: 13 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/13//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.