Meclis Genel Kurulu dün akşama kadar Anayasa değişiklik paketleri ile uğraşırken, kulisteki çabalar başka konularla ilgili...
Örneğin, Çevre ve Orman Bakanı ile Kültür Turizm Bakanı'nın derdi Danıştay, ardından Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Turizm Teşvik Yasası...
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe kuliste karşılaştığımızda, Anayasa Mahkemesi'nin hazine arazileriyle ormanların turizm amaçlı tahsisine olanak tanıyan bu yasanın iptaliyle sıkıntılı bir durumun ortaya çıktığını belirtiyor.
Meclis'in seçim sonrası ilk işinin yasada düzenleme yapmak olacağını, yoksa turistik tesislerin çoğunluğunun kapanma tehlikesiyle yüz yüze kalacaklarını söylüyor.
"Ancak benim bir tespitim var" deyip ekliyor:
"Arkadaşlara baktırdım; Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay da iptal ettikleri yasa çerçevesinde ormandan tahsis alarak turistik tesis yapmış. Hepsinin Antalya'da tatil kampları var..." "Kararınıza uyun..." Bir bilgi daha aktarıyor:
"Orman alanından tahsis alıp, turistik tesis yapmakla kalmamış; yaptırdıkları tesisi başkasına kiralayıp işletiyorlar da..." Osman Pepe, bilgileri aktardıktan sonra yargıya şu çağrıda bulunuyor:
"Hukuka saygımız sonsuz; alınmış bir karar var. Ancak, özellikle Anayasa ve Danıştay'a şu çağrıyı yapıyorum; Antalya'da ormandan tahsisli turistik kamplarınızı lütfen hemen kapatın. Kendi kararınızın öncülüğünü yapın. Madem kararı alan sizsiniz, ilk uygulamasını yapmak da size düşer..." Kültür ve Turizm Bakanı
Atilla Koç ise biraz ilerde arkadaşlarına Anayasa değişikliği hakkında bilgi aktarıyor.
Bizi görünce, turizm yatırımcılarının Anayasa Mahkemesi kararına tepkili olduklarını belirtiyor.
"Biz çözüm yolu bulacağız; kimsenin kaygı duymasına gerek yok. Meclis açılınca ilk işimiz bu olacak" diyor.
Nasıl bir formül bulacaklarına ilişkin olarak da
"Bakalım, bulmamız lazım" deyip uzaklaşıyor.
Sezer'in kararının nedeni Anayasa değişikliği nedeniyle iktidar kulisindeki kalabalığa ve hareketliliğe, muhalefet tarafında rastlanmıyor.
CHP'liler, DSP ile seçim ittifakının olup olmayacağına odaklanmış haber bekliyor.
Bu sırada DSP lideri Zeki Sezer'in
"CHP ile işbirliği sağlansa bile milletvekili adayı olmayacağım" açıklamasının nedenleri tartışılıyor.
DSP lideri Sezer'in aday olmamasının nedeni hakkında iddialar ortaya atılıyor.
Örneğin, Sezer ve arkadaşlarının CHP listesinden seçime girmesi için DSP'den istifalarının şart olduğu anımsatılıyor.
Sezer'in istifası halinde yasa gereği DSP'nin en geç 45 gün içinde büyük kongresini toplayıp genel başkanını seçmesi gerektiği vurgulanıyor.
Oysa il kongrelerinin çoğunu bitirmiş olan DSP, temmuz sonunda büyük kongreyi toplaması gerekse de bunu ileri bir tarihe ertelemek istiyor.
Sezer'in CHP listesinden adaylığı halinde, DSP büyük kongresinin toplanma zorunluluğunun ortaya çıkacağı ve muhalif kanadın da yönetimi ele geçirebileceği vurgulanıyor.
İddiaları dün DSP Genel Sekreteri Ahmet Tan'a aktardığımda yanıtı şöyle oldu:
"Neden bu değil. Ordusunun başında duramamış bir komutan olmak istemiyor; seçime DSP kadrolarının başında kalarak gitmek istiyor." Anlaşılıyor ki DSP, kılı kırk yarıyor; süreci iyi değerlendirip sağlam işbirliği adımı atmayı hedefliyor.
Ankara'da siyasi kulis, ilk kez bu kadar çok iddia, beklenti, kaygı, karmaşalarla dolu bir dönemi yaşıyor...
Yayın tarihi: 11 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/11//haber,B3002807734A4003B00FA64AF593D126.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.