Ankara'da siyaset
"Rus ruleti" oynuyor.
Herkes pozizyonuna göre yorum, geleceğe ilişkin tahmin ve beklenti içinde ...
Günlerle sınırlı yakın geçmişte olan bitenlere bakmıyor; her şey olmuş bitmiş; geçmişte kalmış anlayışıyla, durumdan edinim çıkarmaya çalışıyor...
Akil insanların, etkin oyuncuların, aklıselim sahibi kişilerin uyarıları, talepleri ise bir anlık tesir bırakıp kayboluyor.
Bu hesapların nasıl sonuçlanacağı, bugün veya en geç yarın
Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararla netleşecek.
Şurası kesin ki; Anayasa Mahkemesi hangi yönde karar alırsa, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Bütün bunların farkında olmasına rağmen, siyasetin dünkü tablosuna dönersek...
Parlamentoda temsil edilen AK Parti dışındaki partiler, önceki gün neyse, yarınki duruşlarının da aynı olacağını dün net bir şekilde ortaya koydu.
İktidarın tavrı İktidar Partisi'ndeki duruma gelirsek.
Gün boyu konuştuğum etkin isimlerinin sözlerinden yola çıkarak şöyle bir değerlendirme yapmak olası:
- Abdullah Gül'ün adaylıktan çekilmesi kesinlikle söz konusu olamaz. Yoksa teslimiyet anlamına gelir; yarın seçmenin karşısına çıkarsak verecek cevabımız olmaz.
- Anayasa Mahkemesi, eğer 367 şartını ararsa, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yeniden başlar; turların sonunda 367'yi bulamazsak, erken genel seçime gideriz.
- Anayasa Mahkemesi 367 şartına gerek yok derse, rahatlarız, 9 Mayıs'taki üçüncü turda Gül'ü seçer ve genel seçim kararı alırız.
- Anayasa Mahkemesi
"yetkisizlik" veya
"görevsizlik" kararı verirse; bu durumda da yolumuza devam eder Gül'ü seçeriz.
Meydana, meydan okuma Görüldüğü gibi AK Parti, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan bildiriyi
"olmuş bitmiş" görüyor.
Daha ilerisi,
"darbe dışında" bildiriye kitle desteği anlamına gelen İstanbul'da önceki gün gerçekleşen, son yılların en kalabalık mitingine de aldırmıyor.
Hatta,
"Vuruşma niyetinde değiliz; öyle olsak, Tandoğan ve Çağlayan'dan daha fazlasını toplarız" diyerek meydana, meydan okuyor.
Başta siyasi partiler olmak üzere, dün etkin sivil toplum örgütleri ve iş çevrelerinden gelen,
"acil seçim" çağrılarını da dikkate almak istemiyor.
İktidar partisi bu tavrından sonuç alabilir mi?
Her ne kadar kendileri benzer durumlarla karşılaşan eski siyasilerin sonrasında güç kazandıkları inancındalar.
Ancak, geçen hafta yapılan Cumhurbaşkanlığı oylamasının ilk turundan yola çıkarak, aynı sonuca ulaşılacağını söylemek olası değil.
Çünkü, ilk tur oylamaya katılanlardan bazıları yarın yapılacak oylamaya katılmama kararı aldı.
Hatta, ilk oylamaya katılan bu kişilerden bazılarının, hükümetten etkin isimleri arayıp,
"Makulü bulalım; Sayın Gül Anayasa Mahkemesi kararı öncesi adaylıktan çekilsin. Cumhurbaşkanı genel seçim sonrasında seçilsin" dedikleri biliniyor.
Bütün bunlara rağmen, iktidar partisi geri adım atma niyetinde gözükmüyor.
Her şey Anayasa Mahkemesi'nin bugün veya en geç yarın alacağı karara odaklanmış durumda. Başta da söylediğimiz gibi, nasıl bir sonucun çıkacağını söylemek olası değil.
Ancak, görünen bir gerçek var ki; yakın geçmişte
"orası çözüm yeri değil" diyenler dahi bugün Anayasa Mahkemesi limanına sığınmış bulunuyor.
1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun.
Yayın tarihi: 1 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/01//haber,C5D67D97E1964F91BD0C2A73032C3000.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.