kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
  |  Benim şehrim | 24 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Meğer insanlık ölmemiş dostlar!

Show TV ile TOÇEV'in birlikte düzenledikleri son yılların en başarılı kampanyası Yaşasın Okulumuz'un yardım gecesinde nasıl da eğleniyorduk... Bir yandan Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ'ın muhteşem doğaçlama esprileriyle gülmekten katılıyor, bir yandan Fatih Terim'in kestiği cezalarla keyifleniyor, diğer taraftan yağmur gibi yağan yardımlarla mutlu oluyorduk. Saat 03.00'e yaklaşırken stüdyoya telefonla Serpil Kartal isimli vatandaş bağlandı. Önce "Ben Güney Kıbrıs kökenliyim, sonradan Türk vatandaşı oldum" dedi. "Hah" dedim içimden, "Barış mesajı verecek. Yardımlaşmanın milliyeti olmadığını anlatacak..." Serpil Hanım devam etti: "Ayrıca Müslüman da oldum..." Biraz daha umutlandım, "Yardımın dini de milleti de olmaz" diyecekti herhalde... Devam etti: "12 yaşındaki oğlumu geçen ay trafik kazasında kaybettim... Bugün onun doğum günü... Ataşehir'deki 250 bin YTL değerindeki dairemi, ona doğum günü hediyesi olarak kampanyanıza bağışlamak istiyorum..." O dakikadan şu ana kadar, boğazıma çöken yumruyu yutmaya çalışıyorum. İçim katılıyor... Evet, keyfimiz kaçmıştı belki ama Serpil Hanım birkaç cümle ile öyle değerli dersler vermişti ki hepimize... Her şeyden önce; etrafımızda olup biten tüm kötülüklere rağmen, insanlık ölmemişti işte... Sönmeye yüz tutan bir mumdan kocaman bir ateş yakmak mümkündü. İnsan isterse, gökte kayan bir yıldızın bıraktığı izden bir samanyolu meydana getirebiliyordu. Serpil Hanım o hüzmeyi alıp, binlerce çocuğun gözüne "ışıltı" olarak konduruvermişti işte... Saat 22.30'dan 05.00'e kadar yardım topladık. Hiç yorulmadık, sıkılmadık. Öyle "insanlık gösterileri" vardı ki, hiçbir yapımcının, yönetmenin önceden kurgulamasına imkan yoktu. Kemal Bey bağlandı Trabzon'dan: "Bizim memleketin milli duyguları gelişmiştir, biliyorsunuz. Ama bu ülkenin her karış toprağı bizim. Ben bir Trabzonlu olarak Şırnak'taki okulun yenilenmesini üstleniyorum..." Derken Fenerbahçeli Tuncay bağışta bulundu. Hareketi, bu hafta attığı golden bile güzeldi. Yavuz Bingöl geceye türküleriyle renk kattı. Ama onunla yetinmedi. Geçen yıl olduğu gibi yine iki okulun tüm masraflarını üstlendi. Dedi ki, "Hayatta pek çok mutluluk tattım. Ama hiçbiri, onardığım okulların açılışında öğrencilerin yüzüme bakışına denk değildi. Herkesin bu mutluluğu tatmasını isterim..." Kampanya değil, sanki bir insanlık resitaliydi. Gözümden uyku akmasına, beş buçuk saat boyunca koltukta kaskatı kesilmeme rağmen hiç bitmesin istedim. Savaş Ay'ın tuvaletsiz köy okullarına yardım topladığı "Okulumda Her Şeyim Var" ve Uğur Dündar'ın önderliğindeki "Eğitim Arenası"nı da içtenlikle destekliyorum. Ama gönlümden geçen, bir dahaki sefere tüm televizyon kanallarının aynı saatte başlayacak bir ortak yayınla 4 değil, 104 milyon YTL toplamasıydı. Stüdyodan çıktım, göğe baktım. Bir yıldız mı kaymıştı, yoksa bana mı öyle geldi bilemiyorum. Kıbrıslı Serpil Hanım'ın cennetteki oğlu için dudaklarımdan bir dua döküldü...