Yaklaşık bir hafta içinde yeni cumhurbaşkanı adaylığını resmen açıklayacak.
Uzun süredir altını çizdiğimiz gibi, bu isim
Recep Tayyip Erdoğan olacak.
Erdoğan aslında Almanya yolunda arkadaşlarımıza adaylığını neredeyse ilan etmiş durumda.
Böylece
"Çoban Sülü" benzeri bir
"başarı öyküsü" ne tanıklık etmiş olacağız.
Kasımpaşalı bir balıkçının oğlu, sırasıyla İstanbul Belediye Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı koltuklarına oturmuş olacak. Bu Türkiye siyaseti açısından eşine az rastlanır bir tablodur.
Genelde bürokraside pişirilmiş isimlerin siyaset sahnesinde tırmanmasına alışmış Türkiye kamuoyu için de çok farklı bir gelişme bu elbette.
Tek bir gün devlette kamu görevlisi olarak hizmet etmemiş, yaşamını profesyonel siyasetçi olarak geçirmiş bir isim Çankaya'ya çıkacak.
Bunun kadar önemli olan bir yön de Erdoğan'ın siyasi yaşamına Milli Görüş çizgisi içinde başlamış olması.
Üyesi olduğu partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış olması.
Ancak tepkiler ne olursa olsun ortada açık bir gerçek var. Erdoğan adım adım Çankaya'ya tırmanıyor. Çok gezen, Ata uçağını başbakanla ortaklaşa kullanabilen bir cumhurbaşkanının görev dönemi başlıyor.
Peki Erdoğan adaylığını açıklayınca ne olacak?
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu, tek maddelik bir olağanüstü kongre çağrısı yapacak.
Bu tek maddenin gündemi yeni genel başkanın seçimi olacak.
Bu kongrenin muhtemel takvimi için haziran başını verebiliriz.
Yarım günde tamamlanacak bu kongrede
Abdullah Gül tek aday olarak genel başkanlığa seçilecek.
2002'de başbakanlık koltuğunu hiçbir gerilime yol açmadan Erdoğan'a bırakan Gül, emaneti geri almış olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte
"erken seçim" gündeme gelecek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Erdoğan'ın konumunu tartıştırmak istemeyecek AK Parti.
Onun için gündemi değiştirmek isteyecek.
Bunun için en elverişli araç ise erken seçim.
Erken seçimde herkes can derdine düşeceği için Erdoğan gündemden bir süreliğine düşecek.
Erken seçim tarihi Yüksek Seçim Kurulu'nun görüşüne bağlı olarak belirlenecek. Yaz ortası ile eylül başı arasında bir tarihte olması muhtemel görünüyor, aksi halde
Ali Babacan'ın da vurguladığı gibi çok kritik bir dört ay kaybedilecek.
Erken seçim için iş dünyasının da baskı yaptığını göz önüne alırsak, sıcak bir yaz bizi bekliyor demektir.
Bu arada,
"2B" gibi uzun süredir tartışılan, ancak Sezer'in karşı çıkması nedeniyle yasalaştırılamayan bir konunun da seçime kadar çözülmesi gündeme gelebilir.
Seçim platformunda Türkiye'nin sorunlarının tartışılmasını bekleyenlerin hayal kırıklığına uğrayacağı kesin.
Ana muhalefet, hem Çankaya'nın hem de başbakanlığın AK Parti'nin eline geçmesinin
"şeriat" tehdidi olduğunu ileri sürecek, AK Parti ise Çankaya ile uyumlu bir hükümetin daha önemli reformlara imza atacağını...
Sıcak, sıcak olduğu kadar da gerilimli bir yaza hazır olun.
Yayın tarihi: 17 Nisan 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/17//babahan.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.