Bugün
17 Nisan 2007 ... Tam
14 yıl önce 17 Nisan'da eski Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ı kaybettik!
Özal, farklı bir politikacıydı. Sevenleri boldu! Ama, sevmeyenleri de bir o kadar çoktu!
Ani ölümü herkesi şaşırttı. Yıllar geçse de toplum ölümünü tartışmayı sürdürdü...
Sonrası malum!
Her şeyi unuttuğumuz gibi Özal'ı da unuttuk. Onu her yıl mezarı başında ailesi ve dostları sessizce andı.
Gelin görün ki, daha birkaç yıl öncesine kadar mezarının yolunu unutanlar iki seçim arasında yeniden Özal'a cankurtaran simidi gibi sarıldı.
Pazar akşamı Ankara Kocatepe Camisi'nde okutulan mevlide 100 bin kişi geldi. Çeşitli illerde Özal'ı anma etkinlikleri düzenleniyor.
Malatya İşadamları Derneği
(MİAD), bu akşam Grand Cevahir Otel'de
"Özal Yaşasaydı" başlığı altında farklı bir anma gecesi düzenliyor.
430 Malatyalı işadamının üyesi olduğu
MİAD Başkanı
Yunus Akdaş, "Politikacı çağırmadık, işadamlarıyla sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirdik. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini iyi değerlendirmek, ülkenin istikrarını gözden geçirmek ve
Özal'ın vizyonunu hatırlatmak istiyoruz" diyor.
Özal'ı anma gecesine eski çalışma arkadaşlarından sadece
Ekrem Pakdemirli ile
Hüsnü Doğan çağrılmış. İki eski bakan aynı zamanda konuşmacı.
Ailesinden ise Özal'ın eşi
Semra Hanım ile büyük oğlu ve
eski Malatya milletvekili Ahmet Özal orada olacak.
Turgut Özal'ın ağabeyi
Korkut Özal büyük ihtimalle gelmeyecek!
Eğer gelirse Korkut Özal'a sorulacak soru,
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na aday olacak mı" diye gelecek.
Korkut Özal, iki ay önce bu soruya,
"Aday olmamalı!" diye yanıt vermişti. Acaba bugün ne der?
Peki büyük oğul Ahmet Özal ne diyor?
Ahmet Özal "Bazen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlerken babamı dinliyor gibi oluyorum" diyor.
Bu yorum tartışılır, ama Ahmet Özal dahasını da anlatıyor: "14 Nisan Cumartesi günü Levent'ten taksiye bindim, Etiler'e doğru gidiyorum. Taksici beni tanıdı,
'Ağbi rahmetliye hiç oy vermedim, ama o yaşarken kendimi güvende hissediyordum,
şimdi korkuyorum' deyiverdi... Bugün insanlar korkuyor ve kendilerini güvensiz hissediyor. İnsanlar, iç ve dış güvenlikle ilgili kaygılar yaşıyor."
Demek ki, toplum içine kapanıyor... Peki, rahmetli Özal yaşasaydı,
14 Nisan'da
Tandoğan'da milyonların yürüdüğü miting için ne der, ne yapardı?
Ahmet Özal, "Babam, Cumhuriyet'in temel ilkelerine son derece bağlıydı.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın, ülkesini seven bir vatandaş olarak babam da o mitingde yürürdü. Eğer Ankara'ya gidemeseydi evine bayrak asar, yürüyüşe destek verirdi" diyor. Başbakan Tayyip Erdoğan her fırsatta Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı sürecini iyi analiz etmeye çalıştığını söylüyor.
Peki, Özal ailesi Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ihtimalini nasıl değerlendiriyor?
Ahmet Özal,
"Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasında bana göre bir sakınca yok! Ancak cumhurbaşkanı olursa Türkiye iyice gerilir, gerilim artar" diyor.
Ve "Özal'ın atmosferiyle Erdoğan'ın atmosferi birbirinden çok farklı" diye de bir hatırlatma yapıyor...
Değişen ne?
Teğmen Murat Şeref Baba, Cumhurbaşkanlığı'nın ilk günlerinde Özal'a,
"Size alışamadım" diye bir telgraf çekmiş, yer yerinden oynamıştı. Harbiyeli teğmenin telgrafı askerleri bile şaşırtmıştı! O gün ile bugün arasında değişen tek şey, e artık
"telgraf" yerine
"email posta" kullanıyor olmamız.
Yayın tarihi: 17 Nisan 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/17//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.