Mimar Meral Olcay, 2000 senesinden beri 2 bin civarında köpeğin yaşadığı Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı'nın gönüllü sorumlusu. Haftanın yedi gününü barınakta geçiriyor. Gelemediği zaman aklının barınakta kaldığını söylüyor. Hatta bir kez ameliyat geçirmiş. Doktor eve gidip "Dinlen," demiş ama Olcay yine soluğu barınakta almış. Barınaktaki bir kanepeye uzanmış, köpekleri de üstüne çıkmış hemen. Ancak o zaman mutlu olabilmiş Olcay: "Bir kere de çok yoğun bir kar yağmıştı, trafik işlemiyordu. Evim Merter'de. Dokuz kilometrelik mesafeyi yürüyerek üç saatte geldim. Ama çok mutluyum. Önemli olan faydalı olabildiğini hissetmek. Kimi insanlar başından atmaya çalışırken, bizim gibiler de yaşatmaya çalışıyor." Eşinin de kendisi gibi hayvansever olduğunu söyleyen Olcay, "Zaten eşiniz hayvansever değilse o evlilik yürümez bence," diyor ve sözlerine devam ediyor: "Her şeyi dengede tutmaya çalışıyorum. Aklım hep burada olsa da sosyal yaşantı evde başlıyor tabii. Sinemaya, tiyatroya vakit ayırmak gerekiyor. Hayatınızın her saniyesi hayvan olmamalı." Meral Olcay barınaktaki en büyük sorunun hayvanların sürekli terk edilmesi olduğunu söylüyor: "O hayvanların gözündeki mutsuzluk beni kahrediyor. Onları tekrar hayata döndürmek için çok çaba sarf ediyoruz. En keyif aldığım şey, hasta gelen bir köpeğin tamamen sağlığına kavuşması, intihar etmeye yeltenen bir köpeğin hayata dönmesi. İnsanların takdir etmesi de motive ediyor." Meral Olcay, hayvanseverlikle ilgili olarak 'deli kadınlar' imajının yıkılması gerektiğini düşündüğünü söylüyor: "Ben hem mimarlık mesleğini sürdürüyorum hem de burayla ilgileniyorum. Meslek sahibi insanların hayvanla uğraşabileceğini görmeli herkes."