O küçücük varlığı kollarınıza aldığınızda dünyalar sizin olur. Sanki en büyük düşünüz gerçekleşmiştir ve hayata anne olmak için geldiğinizi düşünürsünüz. Sevginiz sel olur bebeğinize akar... Sempatik oyuncu Sevinç Erbulak, şu sıralar tam da buna benzer duygular yaşıyor. Dört ay önce bebeğini kucağına alan Erbulak, Bebeğim ve Biz dergisinin, doğumda yaşadıklarıyla ve annelik duygularıyla ilgili sorularını yanıtladı. Keyifli bir sohbet havasında geçen röportajda, Sevinç Erbulak'ın askerden dönen eşi Dalin Midyat ve annesi Füsun Erbulak da söz almış.

- Doğumunuz nasıl gerçekleşti?
- Ben en başından beri doktoruma çok güveniyordum. Doğum öncesi hayal ettiklerinizle, doğum çok farklı bir serüven. Öğleden sonra saat 15.00'de doğuma girdim. Yaklaşık bir-bir buçuk saat sonra doğumdan çıktım ve kızımı gördüm.

- Peki, doğum sonrası neler hissettiniz?
- Akşam doktorum beni adım adım yürütmeye başladı. Sonrasında bunun yeni doğum yapmış biri için ne kadar zor ve önemli olduğunu anladım. Küçük sancılarım oldu, ama dayanılmayacak gibi değildi.

- Birçok kadının yaşadığı doğum sonrası depresyonu siz de yaşadınız mı?
- Çok şükür ki olumsuzluk yaşamadım. Tabii bunda annemin de çok büyük etkisi var. Çünkü çocuk bakmak asla tek başına yapılacak bir iş değil. En başından beri annem her an yanımdaydı. Benimle birlikte uyudu ve uyandı.

- Kavin nasıl bir bebek?
- İlk iki ay tüm bebekler gibi Kavin de sık sık uyanıp emmek istiyordu. Dolayısıyla bazen "Acaba bakmakta zorlanır mıyım?" diye düşünmedim değil. Şu an Kavin dördüncü ayında ve ben şunu anladım ki, ilk üç ay bebek aslında bebek değilmiş, sadece bakıma ihtiyacı olan biriymiş. Ama şimdi daha farklı. Hâlâ bakıma çok muhtaç belki, ama şu an bambaşka. Gülüyor, kızdığı bir şeye tepki gösteriyor ve daha birçok şey...

- Siz hamileyken eşiniz askerdeydi. Doğum anında yanınızda olabildi mi?
- Evet doğum için geldi. Kavin'i kucağına aldığı an söylediği ilk şey, "Benim askerliğim şu an başladı," oldu. Her hafta sonu geliyordu bizi görmeye.

- Kavin nasıl bir ortamda büyüyor?
- İçinde sevgi olan ortamlarda çiçekler gerçekten büyüyor. Evde ben eşimi öpüyorum, annemle sarılıyoruz ve çocuğum sürekli sevgi gösterisiyle karşılaşıyor. Bunun sonucunda da Kavin sürekli gülen çok mutlu bir bebek.

- Anne olmak sizde neleri değiştirdi?
- Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar mutlu olmamıştım. Muhteşem bir duygu. Açıkçası kızım olmadan önce çocuklara karşı aşırı bir düşkünlüğüm yoktu, ama şimdi bambaşka hissediyorum.

- Dalin Bey, babalıkla ilgili bize neler söylemek istersiniz?
- Dalin Midyat: Öncelikle baba olmak dünyanın en güzel duygusu. Beni bu kadar mutlu edeceğini asla tahmin etmiyordum. Bir de açıkçası 'babalık', yaşayarak da öğrenilen bir duygu. Çocuğumla vakit geçirdikçe, ona karşı sorumluluklarımı yerine getirdikçe ve onun gelişimini gördükçe babalık hislerim daha da güçleniyor. Ona daha fazla bağlanıyorum.

- Eşinize karşı hislerinizde bir değişim var mı?
- D.M: Anne olduktan sonra Sevinç benim için daha da kutsal hale geldi. Zaten eşim olması sebebiyle bendeki yeri çok özeldi ama şimdi çocuğumun da annesi artık ve önemi daha da arttı.

- Füsun Hanım, 'anneanne' olmak nasıl bir duygu, anlatır mısınız?
- Füsun Erbulak: Doğruyu söylemek gerekirse ben çok da fazla çocuk seven biri değildim. Daha çok hayvanlara düşkünlüğüm vardı. Ama bu torun öyle bir tat ki... O küçücük varlığın bu derece mutluluk vereceğini asla tahmin edemezdim. Hayatımda çok fazla mutluluk yaşadım elbette, ama bu derece yoğun ve farklı bir şey görmedim ben.