Türkiye Birinci Futbol Ligi, yani resmi adıyla Turkcell Süper Lig, tarihimizde olmayacak kadar kirlenmiştir.
Kupayı alana zerre onur getirmeyecektir. Böylesi onursuz bir kupa için, futbol sahalarında gösterilemeyen çabaların masa başlarında ve medyada en rezil şekilde sahnelendiğini izlemek beni iğrendiriyor.
90 Dakika'yı
Kenan Onuk'un anısını yaşatmak için sürdürüyoruz.. Bu kirli, bu iğrenç ligi, 90 Dakika için seyretmek zorunda kaldığım için kahroluyorum.
Şimdi bu ligi kirletenler kimler..
1-
Kulüp yöneticileri .. En başta da Fenerbahçe tetikçileri.. Kulüp yöneticileri, söyledikleri her şeyin cezasız kaldığını görmenin pervasızlığı içinde, özellikle hakemleri ve federasyonu etkilemek için her şeyi, ama her şeyi yapıyorlar. Her gün bir başka çirkin iddia ortaya atılıyor, bir başka rezil senaryo sahneleniyor. Bu işte de başı Fener tetikçileri çekiyor. Geçen yıl ligi resmen ve alenen kendi elleri ile Galatasaray'a bırakan Fenerliler, takımlarının sahadaki halinin bu yıl da hiç iç açıcı olmadığını gördüklerinden kozlarını masa başında oynuyorlar. Özellikle federasyonu ve hakemleri baskı altına almaya yönelik iddiaları mesnetsiz ve mantıksız.
Fenerbahçe'nin yolunu kesmek gibi bir niyet olsa, Lugano oyundan atılmaz, Fenerbahçe maça 1-0 mağlup ve 10 kişi devam etmez miydi?. Bu büyük olasılıkla puan kaybı değil miydi?. Üstelik penaltı ve kırmızı karta kimse itiraz edemezken.. O zaman bu nasıl oyun?..
Sahaya kapalı atılan bir çakı için Galatasaray Stadını seyirciye kapatan Federasyon Disiplin Kurulu, 11 seyircinin bıçakla yaralandığı maçtan sonra Fenerbahçe'yi cezasız bırakır mıydı?. Sezon başından beri Fener lehine ve rakipleri aleyhine yapılan haksızlık ve adaletsizlikleri yazsam 8 cilt kitap olur.
Haa.. Ötekilerin durumu da farklı değil.. Fener baskısının sonuçlarının sahadaki yansımalarını görünce, onlar da devreye girdiler, "Bizim başımız kel mi" diyerek.. Sonunda bu iğrenç, bu rezil tablo ortaya çıktı.
İddialar, ithamlar Türk Ceza Yasası'na göre suç.. Adli takibat gerektirir ve ağır cezaları var. Peki o zaman bu iddiaları ortaya atanlar ve Turkcell Süper Ligi'ni on paralık edenler, neden mahkemeye baş vurmazlar?.
Çünkü dedikleri palavra.. Dedikleri sallama.. Ellerinde tek delil yok. Rezil olmanın ötesinde karşı davalarla perişan olurlar.
2-
Medya.. Özellikle Kutsal İttifak Medyası.. 100. Yılında Fenerbahçe'nin Şampiyon olması için yemin etmiş gibiler.. Her şeyi söylüyor ve yazıyorlar.. Aziz Yıldırım karşısında kale gibi duran bir İbrahim Seten vardı. Şimdi sanki o da günah çıkarıyor. Bayrağı kapmış en önde gidiyor.. Okuduğum yazar sayısı artık bir elin parmaklarının da altına düştü.. Üç.. Dört.. Beşi bulmaz.. Bunların başında Ercan Güven geliyor. Salı günü gene mükemmel bir yazı yazmış, benim şimdi yazdığım konuda.. Ligin nasıl kirlendiğini anlatmış..
Verdikleri korkunç demeçlerde taraftarı cinayete tahrik edecek kadar pervasız yöneticilerin, yat gezilerinde karşılaştıklarında nasıl karşılıklı şampanya patlattıklarını işaretlemiş. Çirkin oyun aynen bu.. Onlar yukarda gamsız sarmaş dolaş, aşağıda tahrik ettikleri birbirini öldürsün..
Bunu yazan, söyleyen medya mensubu kaç tane?. Herkes kendi ucuz hesabının içinde.. Herkes kendi pisliğine gömülmüş..
3-
Federasyon.. AKP İktidarı peşine düşünce, tüm gücünü yitiren ve oy toplamak için vermedik ödün bırakmayan federasyon artık tamamen iktidarsız. Futbolu yönetme gücü yok.. Bu çirkin demeçleri verenler anında ceza heyetine gidebilir, bu senaryoları gerçek gibi kaleme alan gazeteler daha o gün mahkemeye verilebilirken, federasyon ve başkanı ortada yok.. Herkes kayıp.. Dayanamayıp istifa edenler dışında..
Efendim disiplin cezası Hak Mahrumiyeti imiş. Onun da kıymeti yokmuş. Adam gene Şeref Tribününde oturup, işine devam ediyormuş.. Laf.. O zaman elinde.. Değiştir yönetmeliği.. Daha gerçekçi, etkili ceza koy.. Mesela
"Toplam 3 ay, 6 ay ceza alanlar bir daha yönetimlere giremezler" de.. Stada girmeme cezaları koy..
Hayır.. Federasyon tam siper.. Gölge.. Yok.. Meydan bomboş bırakılmış.
Kararlar, adalet ilkesiyle değil, oy hesabı içinde alınıyor. Mesela..
Vestel'in Sakarya'ya hükmen yenik sayılması bir hukuk utancı. Ne Vestel takımı, ne de seyircisi zerre yok olayın içinde. Tersine.. Seyirci, Sakarya'dan gelenlerle kucak kucağa oturuyor. Ayrı tribün bile yok.. İdeal örnek.. Olay anında durum.. Vestel futbolcularının hepsi önlemek için çırpınıyorlar. Çirkin hareket tamamen bireysel.. Bireysel olayın cezası da bireysel olur. Türk Anayasası, cezaların şahsiliğini amirdir. Hakemin maçı tatil etmesi kendi aczidir. Psikolojisi bozulmuşsa, düdüğü dördüncü hakeme bırakır, maçı tamamlatırdı. Panik atak içinde karar almış..
Federasyon, onu değil, Vestel'i mahkûm ediyor. Çünkü puana ihtiyacı olan takım Sakarya, oya ihtiyacı olan da Haluk Ulusoy!..
4-
Spor Bakanlığı.. Federasyonu sadece siyasal amaçlara bu aciz duruma getiren bakanlık, hiç sıkılmadan Futbolda Şiddetin önlenmesi için yasa üstüne yasa hazırlıyor.. Cezalar gene bu ağır tahriklere kapılan zavallı taraftara.. Bu iğrenç ortamı yaratan hepsi ünlü, hepsi zengin işadamı, hepsi birbiri ile enseye tokat, Paper Moon arkadaşı yöneticilere yönelik tek eylem yok.. Yahu bakan olarak davet etsen Ankara'ya.. "Yapmayın Efendiler.. Fanatik taraftarı şiddete tahrik etmeyin.. Centilmen, sportmen olun" desen..
"Böyle giderseniz, İtalya'nın yaptığını yapmak, ligi durdurmak için tribünde adam ölmesini beklemem" desen.. Biz de bu ülkede sorumlu bir spor bakanı olduğunu hissetsek..
Hayır.. Onlar da kendi hesapları içinde..
Siyasal baskılarla yıkamadıkları federasyonu, kulüplerle karşı karşıya getirip bitime peşindeler.. Ankara'dan keyif içinde manzarayı izliyorlar. Olaylar daha da büyürse, daha da mutlu olacaklar, "Futbol Federasyonu'nu da ele geçirmemize ramak kaldı" diye zil takacaklar..
Türkiye'de artık futbol oynanmıyor..
Oynanan bu çirkin oyun..
Lanet olsun!..
Yayın tarihi: 12 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/12//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.