Terör dün Cezayir'i kana buladı. Eş zamanlı iki bombalı saldırıda 30 kişi öldü, 100'den fazla da yaralı var. Kan gölünün sorumlusu: Dinci terör örgütü. Oysa Cezayir 150 bin kişinin öldüğü, 20 bin kişinin kaybolduğu 12 yıllık savaş sonunda dinci terörü yendiğine inanıyordu. Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, ulusal barış paketi açmış, silahını bırakanları affetmişti.
Cezayir'den bir gün önce Fas'ın en büyük kenti Kazablanka bombalarla sarsıldı. Güvenlik güçlerinin bir evde kıstırdığı 4 terörist yakalanacaklarını anlayınca, bellerine sardıkları bombaları ateşlediler. Yetkililer, teröristlerin yabancı gemilere ve turistik tesislere saldırı hazırlığı yaptıklarını açıkladı.
Oysa Fas, teröre sapmalarını önlemek için dinci gruplar üstündeki baskıları kaldırdı, siyasal yaşama katılmalarına izin verdi. O kadar ki, önümüzdeki aylarda yapılacak genel seçimi dinci partinin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Tunus'ta geçen Noel ve yılbaşı arefesinde iki ayrı çatışmada 14 dinci terörist öldürüldü. Onlar da "Günah yuvası" dedikleri otellere ve "Kafirler" dedikleri batılılara ait tesislere saldırı hazırlığındaydı.
Kapalı kutu Libya'dan da Kaddafi rejiminin sık sık dinci grupların silahlı saldırılarıyla karşılaştığı haberleri geliyor.
Ne oldu da, tüm Kuzey Afrika ülkeleri batılı istihbarat birimlerinin ifadesiyle "Terör tsunamasi" ile karşılaştılar? Yanıt: El-Kaide! Cezayir'de affa karşılık silah bırakma önerisini reddeden "Salafist Vaaz ve Savaş Grubu" (Irak'taki yabancı kamikazelerin yüzde 25'ini o gönderiyor), 2006 Eylül'ünde El Cezire kanalı aracılığıyla El Kaide'ye katıldığını duyurdu. Onu peşpeşe Fas, Tunus ve Libya'daki aynı adı (İslami Savaşçılar Grubu) taşıyan örgütlerin katılımı izledi. Onları da Büyük Sahra'nın güneyindeki Mali ve Moritanya'daki gruplar.
Bu gelişme üstüne Usama Bin Ladin bu terör örgütleri federasyonuna "Franchising" verdi ve bundan böyle "El Kaide Magrip" adıyla eylem yapacaklarını bildirdi. Ardından da El-Kaide'nin iki numarası Eyman El Zevahiri, yeni oluşumu yapılandırmak için Tayland pasaportlu bir danışmanını antikacı kisvesiyle Fas'a gönderdi.
İşte o zamandan beri Kuzey Afrika ülkeleri dinci terör eylemleriyle sarsılıyor.
Avrupa'ya yakın cephe Bu güçbirliği sonucu Sahra'nın ulaşılması güç bölgelerinde kamplar kuran, böylece her milletten (unutmayın, geçen yıl İspanya'da yakalanan Faslı dinci terör grubu üyeleri arasında Saffet Karakoçak adlı bir Türk de vardı) militanlarını eğitim için Irak ve Afganistan'a gönderme "Zahmeti"nden kurtulan, ayrıca lojistik havuzu kuran ve nihayet ortak stratejiler geliştirebilen
dinci örgütler, El-Kaide patentiyle üç hedef güdüyorlar: 1- Bölge ülkelerinin istikrarını bozmak. 2- Avrupa'ya yakın bir cephe açmak. 3- Bu cepheden Avrupa'ya geçişi sağlayacak bir köprü kurmak. Zevahiri onlara sık sık gönderdiği mesajlarda hep aynı talimatı tekrarlıyor:
"Amerikalı ve Fransız Haçlıları'nın boğazlarına batacak bir kemik olun!" Özetle, Kuzey Afrika'yı zor ve kanlı günler bekliyor. Ve batılı istihbarat örgütleri ateşin Avrupa'ya sıçramaması için hep tetikteler. Hatta Brüksel'de bulunan ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı, Kuzey Afrika'yla ilgili biriminin karargahını Stuttgart'tan Magrip'e nakletmeye hazırlanıyor.
İngiliz yapımcı Ridley Scott'un yakında çekimine başlayacağı filmde, Leonardo DiCaprio, El-Kaide liderini yakalayan bir CIA ajanını canlandıracakmış. Ah, bir de gerçek hayatta olsa...
Yayın tarihi: 12 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/12//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.