Çankaya yokuşu "diktir."
Çıkmak isteyeni kimileri "arkadan itekler."
"Kolay çıksın" diye.
Kimileri de "eteğinden çeker."
"Yarı yolda kalsın" diye.
Tabii bu arada "mahkemeden bahseden" de olur.
"Miting düzenleyen" de.

Turgut Özal "Çankaya' ya çıkmaya niyetlenince..."
DYP hemen "Çankaya milletindir" mitingleri düzenlemişti.
Eh, kalabalık da fena değildi. Özellikle de "İzmir mitinginde."

İzmir'in SHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur "çıkamazsın" demişti:
- Sokak eylemlerini başlatırız.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan 1977 seçimlerinde Turgut Özal'ı "İzmir'den aday yapmıştı."
Özal seçilememişti.
Aynı Erbakan, aynı Özal için "Çankaya seçimi öncesinde" tepki koymuştu:
- Çankaya'ya sığınmak istiyorsun... Sığınamazsın.

Prof. Dr. Onur Kumbaracıbaşı o dönemde "SHP'nin ağır topuydu."
Partide "Genel Başkan Vekili"ydi. Demeci patlatmıştı:
- Sadece ANAP oylarıyla Çankaya' ya çıkmaya kalkarsan Anayasa Mahkemesi'ne gideriz... Anayasa Mahkemesi kararıyla indiririz.

Dünü, dünde bırakalım.
Ve önümüze bakalım.
Hukukçu Adalet Bakanı'na soralım:
- Sayın Cemil Çiçek... Önünüzde "367 oy engeli" var... Ne yapacaksınız?.. 367 olmadan TBMM toplanırsa... Muhalefet Çankaya seçimini Anayasa Mahkemesi'ne götürürse... Yüce mahkeme seçimi iptal ederse... Ne diyeceksiniz?

Soruyu "uzun sorduk."
Bakan da "uzun yanıt verdi."
İşte Cemil Çiçek'in söyledikleri:

367 tartışması hukuki değil.
Hukuku zorluyorlar.
Konuya ideolojik ve siyasi açıdan bakanlar bu değerlendirmeyi yapıyorlar.
Toplantı yeter sayısı olarak hiçbir konuda 367 aranmaz.
184 yeterlidir.
Boş yere maraza çıkarmanın anlamı yok.
Seçimin Anayasa Mahkemesi'ne gitmemesi gerekir.
Zira TBMM kararı.
Ama götürmek isteyecekler.
Anayasa Mahkemesi'nin bu talebi usulden reddetmesi icap eder.
Benim görev alanıma girmiyor demesi lazımdır.
Anayasa'mız Çankaya seçimini zorlaştırmıyor, bilakis kolaylaştırıyor.
367, ilk 2 turda Cumhurbaşkanı seçimi için aranan çoğunluktur.
Uzlaşma, bir siyasi tavsiyedir.
Ön şart değildir.

Neyse şunun şurasında fazla zaman kalmadı.
Herkes diyeceğini diyecek.
Sonra...
"Gelin ata binecek... Ya kısmet."