Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt son günlerde gündeme gelen ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ilgilendiren bazı konularla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

BÜYÜANIT: K.IRAK'A OPERASYON YAPILMALI

Basın bilgilendirme toplantısında konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan çarpıçı açıklama: Askeri açıdan bakıldığı zaman K.Irak'a operasyon yapılmalıdır. Bunun için siyasi karar çıkmalı.

Merakla beklenen basın toplantısı başladı. Büyükanıt PKK, Irak ve darbe söylentileri ile ilgili açıklamalarda bulunacağını söyledi. İlk önemli açıklama ise K:Irak'a operasyon yapılması zorunluluğu oldu.

DARBE PLANLARININ OLDUĞU GÜNLÜK YOK İZİ DE YOK

Büyükanıt son günlerde ortaya atılan darbe planlarının olduğu günlük konusuyla ilgili araştırma yaptıklarını böyle bir durumun olmadığını açıkladı. Büyükanıt şöyle dedi:

"Soracağınızı bildiğim için bu günülk meselesine de gireceğim. Sormayacağınızı bilsem hiç değinmeyeceğim ancak biliyorum ki soracaksınız. Geçenlerde haftalık bir dergide Emekli Oramiralimize atfen bir günlük yayınlandı. Bu ilk yayınlanrdığı zaman biz de merak ettik. Aklımıza acaba bu doğru mu sorusu geldi gerçekten. Daha sonra derginin genel yayın yönetmeni bir açıklama yaparak dedi ki bilgi ve belgeler Genelkurmayın arşivinde de var. Bende bunun üzerine araştırma yaptırdım. Bütün arşivleri tarattım. Tamamını tarattırmamıza rağmen bir tane bahsi geçen bilgi belge bulamadık. Bizim elimizde bu iddiaları destekleyen bilgi belge yoktur. Darbe planlarına dair herhangi bir iz ve belge yok"

SEÇİLECEK CUMHURBAŞKANININ DEVLETİN ÜNİTER YAPISINA BAĞLI OLACAĞINA İNANCIM TAM

Cumhurbaşkanı aynı zamanda silahlı kuvvetlerin başkomutanı olacak. Seçilecek Cumhurbaşkanı Devletin üniter yapısına bağlı sözde değil özde olduğuna inancımın tam olduğunu yine belirtmek isterim

Org.Büyükanıt Ankara'da 16 Nisan'da Atatürkçü Düşünce Derneğinin organize ettiği yürüyüş ile ilgili TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın eleştirisine istinaden sorulan bir soruya Büyükanıt: "Bu yasal izinleri alınmış bir yürüyüştür. Bundan ürkmemek ve korkmamak gerek" dedi.

BÜYÜKANIT: TARİHİN ÖZEL BİR ÖNEMİ YOK

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt sözlerine "Göreve 8 ay önce geldim. Bugüne kadar basına bilgilendirme toplantısı yapmadım. Yaşadığımız günlerde malesef arzu edilmeyen şeyler olmakta. Geldiğimiz noktada bazı şeylerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğine inandık. 12 Nisan tarihinin özel bir anlamı yok. Programlarımız Nisan ayının ilk haftasına kadar dolu olduğu için müsait olan ilk gün buydu." diyerek başladı.

Büyükanıt, konuşmasını şu 6 başlık altında topladığını belirtti;

1- Terör
2- Kuzey Irak'taki son durum
3- TSK'yı yıpratmaya yönelik hareketler
4- TSK'da azınlık yaratma çabaları
5- Basındaki akreditasyon uygulumaları
6- Bir dergide yayınlanan iddialar

Büyükanıt sözlerini şöyle sürdürdü;

"Terörle başlamak istiyorum. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en önemli sorun terör sorunu. PKK terörü nedir? Etnik yapı nedir? İnsanın iradesi dışında olan sosyolojik bir durum. Etnik bir yapı etnik bir milliyetçiliğe nasıl dönüşür. Etnik bir yapının üzerine siyasi bir söylem yüklerseniz etnik milliyetçilik oluşur. Bu teröre giden yolun başlangıcıdır. Siyasal amaçlı etnik milliyetçiliğin üzerine silaha dayalı bir tutum yaparsanız bu ortaya çıkar. Yani Irkçı bir terör olayı. Türkiye, şiddete yönelik Irkçı bir terör hareketiyle karşı karşıyadır. Türkiye'de böyle bir örgüt varken ki PKK, en ufak açıklamalarda "Türkiye'de milliyetçilik yükseliyor" açıklamaları yükseltilmesinin mağruz bırakmaktadır. Bu Atatürk milliyetçiliğini anlamamaktır. Atatürk'ün söylediği gibi Türkiye anayasası hiçbir zaman soydaşlık anayasasına dayalı bir anayasa değildir. Bu anayasada hiçbir zaman etnik milliyetçilik yoktur. Milliyetçiliğe AB farklı bakar. İngiltere'de farklı anlaşılır. Bu orada ırkçılıkla eşdeğer tutulur. Avrupa'da bir çok yerde siyahi oyuncular sahaya çıkamamaktaadır. Irkçılık Türk milletinin yapısına terstir. Terörle her alanda mücadele edilmesi gereklidir. Bu mücadelenin tabiatında olan acıları da TSK çekmiştir. Son günlerde 10 şehit verdik. Aynı periyotta 29 terörist etkisiz hale getirildi. Terörle mücadelede zaiyat işin tabiatında vardır. Biz bir tane bile şehit vermeye razı değiliz. Kayıplarımız olmuştur. Bedeli de bir o kadar ağır olmuştur. Mayıs ayından itibaren terör örgütünün faaliyetlerini yoğunlaştıracağına dair elimizde belgeleri var.

"PKK K.IRAK'TA TEKRAR GÜÇ KAZANDI"

Bu nedenle bir çok bölgede operasyonlara başladık. Belki de şu an bile o bölgerde çatışma olabilir. Bu nedenle temas sağlanmaya başlanmıştır. Terörist ufak gruplar halinde kendini saklama avantajına sahip. Nokta istihbaratı almadığımız zaman onları geniş kuvvetlerle arayıp bulmaya çalışırsınız ve her zaman kendinizi koruma şansınız da olmayabilir.
1991 yılındaki Irak müdahalesinden sonra bitme noktasına gelen PKK o bölgede tekrar güç kazamıştır. 92 yılında 1450 zayiatımız varken 1993 yılında 1530, 1994'te 2927, 1995'te 1957 zayiat vardır. Bu rakamlar gerçekten ürperticidir. 2007 yılının 4 ayında 13 şehit verdik. 10 şehidi de Nisan ayının ilk haftasında verdik biliyorsunuz. Maalesef mücadelemizde bunlarla karşı karşıya kalma durumumuz vardır. Yoksa hiç bir şey yapmamanız lazım.

Terörle mücadelede bazı parametreler vardır;

* İşbirlikçilerle mücadele.
* Lojistik güçlerinin kesilmesi
* Psikolojik harekat
* Dış desteğin kesilmesi

PKK üç alanda faaliyet gösteriyor;

1-Kuzey Irak
2-Türkiye
3-Avrupa

"HUKUKSAL DÜZENLEMELER YAPILMALI"

Ortaya çıkan bazı oluşumlar terör örgütünün ümitlenmesine neden olmaktadır. Bu ümit kuvvetlendikçe terör örgütünün pervasızlığı artar. Bu örgütü destekleyen partinin pervasız davranışlarını hepimiz görüyoruz.

Bazı uygulamalar terörle mücadelemizi olumsuz olarak etkilemektedir. Bir yerde operasyon yapılıyor. Bir terörist örgütten kaçıyor ve üst bölgelerin yuvalandıkları yeri biliyorum. Teröristlerin olduğu bölgeye gidiliyor. Orada açılan ilk ateşte terörist ölüyor. Şimdi böyle bir olayda yasalar o komutanı yargılıyor. Çünkü bir terörist teslim olduğunda savcıya gideceksiniz ve teröristi teslim edeceksiniz. Dağ başında operasyonu iptal etmek durumunda kalacaksınız. Yasal çercevede mücadelemizi sürdürebilmemiz için bazı hukuksal düzenlemeler yapılmalı.