Hatırladınız mı; 4 yıl önce bugün Kerkük'te kıyamet kopuyordu. Bir gün önce, 10 Nisan 2003'te peşmergeler kente girmişler ve bayraklarını çekmişlerdi. Ankara'nın "Kerkük'ün Kürtler'in denetimine geçmesi kırmızı çizgilerimizin ihlali olur", hatta "Savaş nedeni sayarız" uyarılarına rağmen.
Ama ABD'nin "Irak ordusu hiç direnmeden teslim olunca yetişemedik. Merak etmeyin, peşmergeleri kentten çıkaracağız" güvencesiyle ortalık yatıştı.
Bu da "Kırmızı çizgilerimizi" silen veya delik deşik eden hatalar zincirinin ikinci halkası oldu. (İlk halka, kim ne derse desin, 1 Mart 2003 tezkeresiydi. Türkiye o tezkere oylamasıyla Irak'ın geleceğiyle ilgili projelerde söz sahibi olma hakkından büyük ölçüde feragat etti.)
Doğru, ABD sözünü tuttu, peşmergeler Kerkük'ten ayrıldılar. Ama kısa süre sonra polis üniformalarıyla geri döndüler.
Aradan 4 yıl geçti, Kerkük hâlâ Kürtler'in denetim ve yönetiminde ve o bayrak dalgalanmaya devam ediyor. Üçüncü hata veya basiret tutulması ise 2005 Temmuz'unda geldi. "Washington Post" gazetesi ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'nın Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği gizli ve ivedi bir raporu yayınladı: Kerkük'te sessiz sedasız geniş çaplı bir etnik temizlik kampanyası yürütülüyordu. Binlerce Türkmen, Asuri ve Arap tutuklanıp Erbil ve Süleymaniye'deki cezaevlerine gönderiliyordu. Amaç gözlerini korkutup kentten ayrılmayı kabul ettirmekti.
Kerkük'ün etnik yapısını tek yanlı olarak ve "Zorla" değiştirmeyi amaçlayan bu operasyona da Ankara ne yazık ki, caydırıcılık etkisi yapacak kararlılıkta tavır koymadı.
Ve bugünlere geldik. İsmet İnönü'nün sözüyle, "Yığınakta yapılan hata savaş sonuna kadar devam ettiği için..."
B Planı raftan iniyor Ancak Kerkük sorununun artık bir hataya daha tahammülü yok. Özellikle Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'nin danışmanı Ali Allavi'nin dünkü açıklamalarından sonra. Geçmiş hükümetlerde Maliye, Savunma ve Ticaret bakanlıkları yapan ve eski Başbakan Iyad Allavi'nin yeğeni olan Ali Allavi, yazdığı "Irak'ın İşgali" adlı kitabın tanıtımı için gittiği Washington'da,
"Kaostan çıkmanın tek yolu; federal sisteme geçmektir" dedi.
Irak'ın bugünkü yönetim modeliyle ayakta kalabileceği hayalinden vazgeçilmesi zamanı geldiğini söyleyen
Allavi'ye göre, ülkenin kurtuluşu "Bölgesel çözüm"den, "Geniş yetki ve kaynaklarla desteklenecek bölgesel yönetimler oluşturmak"tan geçiyor. Hatta güvenliğin bile bu bölgesel veya federe yönetimlere devredilmesini savunuyor.
Dahası, yeni sistemin uluslararası bir anlaşmayla güvence altına alınmasını istiyor.
Benzer öneri geçen yıl sonuna doğru Başkan Bush'a sunulan "Baker Raporu"nda da yer almıştı.
Zaten Irak Anayasası da o modele kapıyı açık tutuyor. Ayrıca "Federalizm Yasası", 11 Ekim 2006 tarihinde parlamentoda kabul edildi. Bugüne kadar Kuzey Irak dışında federe birimlerin oluşmamasının iki nedeni var: 1-Şiiler'in bir mi, yoksa iki mi devlet kuracakları konusunda anlaşamamaları. 2-Sünniler'in Irak'ın ortasında çorak bir bölgede sıkışıp kalma korkusuyla federal modele şiddetle ve silahla karşı çıkmaları.
Ne var ki, etkin çevrelerde "B Planı"nı, yani federal Irak modelini deneme zamanı geldiğine inananların sayısı giderek arttığına göre, bu bölgelerin sınırlarının belirlenmesi, dolayısıyla Kerkük'ün statüsü önümüzdeki dönemin en sıcak konusunu oluşturacak.
O yüzden Türkiye yeni bir rota çizmeli. Ve o rotada sonuna kadar gitmeye kararlı olduğuna dostdüşman herkesi inandırmalı...
Yayın tarihi: 11 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/11//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.