ABDURRAHMAN YILDIRIM
Ne kadar cari açık o kadar yüksek faiz mi?
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın ekonomi köşe yazarlarıyla yaptığı toplantının geniş özetini soruyanıt şeklinde dün yayımladık. 5 saati bulan sohbet toplantısındaki konuşmasından Bakan'ın küçük dalgalanmalar dahil olmak üzere, finansal piyasaları izlediği ve seçim sürecinden dolayı tedirgin olmadığı izlenimini edindim. Kendisini rahat gördüm.
Konuşmanın başında hafif bir piyasa yorumu bile yaptı Bakan. "Tek başına iktidarın en muhtemel senaryo olmaya devam etmesi halinde yaklaşık bir ay önceden piyasalar bunu yavaş yavaş satın alabilir. " - Rahatlığın nedeni - Ali Babacan'ı rahatlatan nedenlerden biri, Hazine'nin belli bir zamandan beri yığınak yapmasının yani kasasında hazır para tutmasının etkisi olabilir. Bu para 15 milyar dolar dolayında değişiyor. Bu da Hazine'nin yaklaşık 1.5 aylık dönemi hiç boçlanma yapmadan geçebilmesine olanak tanıyor. Önemli bir hareket olanağı veriyor. - Hazine'nin yastığı - Nitekim toplantıda Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı sunum yaparken AB tanımlı borç stoku rakamlarını açıkladı. Buna göre AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı yüzde 60.7'ye inmiş. Yani AB kriteri tutturulmuş. Ancak Çanakçı'nın da belirttiği gibi, AB tanımlı borç stoku hesaplanırken kamu mevduatı borçtan düşülmüyor. Ali Babacan diyor ki, "İsteseydik biz daha az borçlanabilir, harcamalarımızı bu kamu mevduatından karşılayabilirdik. O zaman AB tanımlı borç stoku yüzde 60'ın da altına inerdi." Bu doğru ama dalgalanmalara ve çifte seçime karşı zamanında bir yastık olarak tutuluyor bu para. - Faiz neden yüksek? - Faizlerin yüksekliği konuşulurken de Babacan "Bugün itibariyle yapılabilecek fazla bir şey yok. En ufak bir düşüş ters sinyal olur" diyerek seçim öncesinde izlenmekte olan politikanın ipucunu gösterdi. Babacan reel faizin neden bu kadar yüksek olduğunu açıklarken geçmişte yapılan hataları, 1999'da Hazine kağıtlarına geçmişe yönelik getirilen vergileri örnek gösterdi. Bir de, yüksek cari açığı yüksek faizin bir nedeni olarak ortaya koydu. Yani yüksek faiz cari açığın bir nevi sigortası işlevini görüyor. Cari açık devam edeceğine göre reel faizlerin düzeyini kestirmek zor olmasa gerek. - Enerjiden gelen etki - Cari açığın yaklaşık yarısının da enerji fiyatlarındaki son yıllarda meydana gelen artıştan kaynaklandığı konuşuldu. Hazine Müsteşarı'nın sunumunda yer alan grafik yukarıda yer alıyor. Enerji fiyat etkisi hariç tutularak yapılan hesaplama 2006 yılında cari açığın milli gelire oranını yüzde 3.8'e düşürüyor. Halbuki gerçekleşme yüzde 7.9. Bu tabii, enerji fiyatlarında meydana gelebilecek düşüşlerin Türkiye'ye olumlu yansıyacağını gösteriyor. Ancak bu fiyat düşüşü ne zaman olur? Ne kadar olur? Kalıcı olur mu? Her birisi ayrı bir tartışma konusu. - Merkez'in kârı - Bunun için de hükümet çifte seçim dönemine hazırlık yapmış. Bir süre önce de "Kamuoyunun bilmediği bizim bildiğimiz bazı sürprizler olacak" sözü gerçekleşiyor. Buna son olarak Merkez Bankası'nın yüksek kâr elde etmesi ve dağıtacağı temettüden asıl Hazine'nin yararlanacağı da eklenmeli. Bunların da etkisiyle piyasalar cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde iyi. - Sonuç - "Buluttan çıkan gün pusudan çıkan er" Türk Atasözü Yayın tarihi: 10 Nisan 2007, Salı Yazarın Önceki Yazıları
Yeni dönem mikro ayar dönemi
(
9 Nisan 2007 Pazartesi
)
Finalde piyasalar bahar havasında yerleşikler neden dövizde?
(
6 Nisan 2007 Cuma
)
Şirketler döviz kredisine yöneliyor kredi piyasası yabancılaşıyor
(
5 Nisan 2007 Perşembe
)
Veriler şaşırtıyor, piyasalar da
(
4 Nisan 2007 Çarşamba
)
Yüksek faize selam büyümeye devam
(
3 Nisan 2007 Salı
)
'Erdoğan adaysa sat, değilse al' mı?
(
2 Nisan 2007 Pazartesi
)
Baykal'ın özel sektörü kazanma atağı
(
30 Mart 2007 Cuma
)
Dış dalgalanmayla kurun yükselmesine geçit yok mu?
(
29 Mart 2007 Perşembe
)
IMF'nin tolerans sınırı zorlandı mı?
(
28 Mart 2007 Çarşamba
)
Tarımda paradigma değişimi
(
27 Mart 2007 Salı
)
|
|